Girişimci konusunda, hayat pratiği açısından önemli olan bazı tespitleri paylaşmak istiyorum. Mesela, elinde levyesi ile lastiği janttan çıkarma becerisini kazanma kararlılığını elde eden kişi, girişimcidir. Lastiği patlamış arabayı yolda bırakmadan, onu değiştirecek şekilde hızlıca takım ve tezgahlarının farkında olup, lastik değiştiren ve yola devam eden sürücü, girişimcidir.
Bu örneklerden yola çıkarak girişimci kavramını biraz açalım. Köklü tabiriyle müteşebbis dediğimiz girişimci, teşebbüste bulunan kişi ya da kurumlardır.
Girişimci, anormal şartları doğru okuyup öğrenmeye, şartları ciddiye almaya ve soğukkanlı bir değerlendirme ile tedbir almaya yönelen irade sahibidir.
Girişimci, kaygan zemin üstünde bile tutunmaya çalışan, kayarken bile çözüme odaklanmış ruh halini elde bırakmayan bir sebat insanıdır..
Girişimci, öngörüsünün isabet derecesi ile ölçülür. “Hiss-i kablel vuku” nispetinde sezileriyle sosyal zekasını zenginleştirir. Geleceği yorumlama ve okuma farkıyla büyür. Hayallerini gerçekleştirme başarısı ile gerçekçiliğini ispatlar.
Girişimci, aksiyon adamıdır. Pozitif fırsat avcısıdır. Denklem insanıdır. Bulmacayı doğru doldurma, satır sütun çatışmasını ortadan kaldırma bilgeliğidir.
Girişimci, önüne bakar. Arkadan gelenlerin sesini duyar ve hedefini ilgilendiren kısımları ile ilgilenir. Bu günü konuşmaz. Dünün problemleri ve yaşanmışları ile bu günü harap etmez. Geleceğini de haram etmez.
Girişimci, tutku insanıdır. Bağlandığı doğrusunda metanetle ilerler. Gereklerini öğrenir. İddiasının altını doldurnaya çalışır. Planlı bir gelişmenin ve kararlı bir yürüyüşün adımlarını atacak grubun feneridir.
Girişimci risk alır. Riski tanımlar, kapasitesi ile işler, ona göre projeksiyonlarını belirler. Girişimi en iyi anlatan kişidir. En çok o inanır. Herkesi inandığı yönde bilgilendirme, gerekirse yönlendirme ve destek misyonunu üstlenir. Bundan mutlu olduğunu, etrafa verdiği heyecan ve teşvikle anlarsınız. Her zaman üretir.
Girişimci, teknik yönetimle ve idari süreçle ilgilenmez. Hedefinin zirvesine kilitlenmesi gerektiğini bilir. Hedefine doğru bir şekilde ne kadar ilerlediğini görmeye ve ölçmeye çalışır.
Girişimci, uygulanabilirlik etüdü yapmadan önce duygu ve düşünce boyutunda varmak istediği hedefi zihninde netleştirmiş, kararlılığını pekiştirmiş, öncülüğünü kendinde başlatmış bir okyanus insanıdır. Büyük dalgalara karşı sahile varacağı irade ile duran ve yoluna devam eden bir kaptandır. Her hangi bir yolcu veya görevli değildir.
Girişimci, inandığının tatbikine zaman, mekan ve para arayan kişidir. Zihni, sürekli kombinezon yapmakla meşguldür. Önceliği asla değişmez. Sürekli yol alır. Yol ve hareket insanıdır. Yürürken, hedefiyle arşınladığı zemin birbirlerini yumrukladıkça, sürtünme ve tutunma sirkülasyonları birbirini öteler.
Girişimci, vizyon verir. Teşebbüsü başlatır. Attığı adımların arkasında durur. Takımı ile yaşar. Onlarla moral bulur, hem hal yaşar. Bazen okşar, bazen de coşar.
Girişimci, pozitif bakar, problemleri çözer, endişeleri giderir, akıllı hesap ve doğru plan ile yol alır. O’nun için hayat, bir öğrenme ve her an yeni bir keşif ve yatırım alanıdır, bir üretim bandıdır.
Girişimci, moral verir, şevk katar, inandığı yolda ve sektörde destek alır, katılımdan ve sahiplenmelerden memnun olur. Hayatını amacına adar, araçları amacında eritir ve ona göre hayatını okur, anlamını dokur.
Girişimci, yenilenmenin dinamizmi, değişimin lideri, gelişmenin öncüsüdür. Pozitif limanlardan kalkan şevk gemilerine yolcu yetiştirir ve denize açılmalarına imkan sağlar.
Yeknesak/durağan ve statüko ile barışık bir hayatın hazzettiği insan tipi değildir girişimci. Cesaret, farklılık, biraz aykırılık, zatında teşebbüs azmi, heyecan ve dirayetle yeni bir faaliyet kapısına dayanır.
Teşebbüs, teceddüdün aynasıdır. Varlığını, gayretini ve fikriyatını yeniden keşfedip yeniden harekete geçme ufku ve iradesidir. Korumacı yapıların en büyük yorgunluğu ve riski teşebbüsten korkmaları iken, müteşebbisler büyümenin sancıları ve inkişafın gerekleri için himmetle ve gayretle yorulmayı tercih ederler.
Hayatın lezzet kaynağı faaliyet, yenilik ve taze başlangıçlarla yoluna devam etmekten geçer. Yoksa sıkıntılarımız, daralmalarımız ve çaresizlik içinde kıvranıp huzursuzlukla debelenip, bir başkasına kusurumuzu yükleme hastalığından kurtulamayız.
Sonuç olarak;
1- “Hayat bir faaliyettir, şevk ise matiyyesidir.”
2- “Saadet saray-ı medeniyetinde üç şey lazım: a-Teşebbüs-ü şahsi b-Fikri hürriyet c- Fikr-i icat.”
Sonucun sonu ve tercümesi: Eğer medeniyet sarayında mutlu olmak istiyorsanız;
a-Girişimci olun. Teşebbüs edin. b- Özgür fikirleriniz olsun. Şartsız olarak fikir hürriyetinden yana olun. c-İcat edin. Cüz-i irade sermayenizi tecdit için, yeni ihtiyaç ve çözümleriniz için kullanın. İnovatif düşünün.
Yeniden hayatı düşünmeye ve yeniden kendimizi faaliyet heyecanı için inşaya ne dersiniz?