Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Yunus Sûresi 65-66. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
65-(Habîbim, yâ Muhammed!) Onların sözü seni üzmesin! Şüphesiz ki izzet (asıl üstünlük) tamâmen Allah’ındır! O, Semî‘ (onların konuştuklarını işiten)dir, Alîm (kalblerinde olanı bilen)dir.
66-Dikkat edin! Göklerde kim var, yerde kim varsa şüphesiz Allah’ındır. Allah’dan başkasına yalvarıp duranlar (hakikatte Allah’a şirk) koştukları ortaklara uymuyorlar (çünki o putların bunlardan haberleri bile yoktur); (onlar) ancak zanna tâbi‘ oluyorlar. Ve onlar, sâdece yalan söylüyorlar.(*)
(*) “(Hiçbir) şerîke (ortağa) bir mahâl (yer), bir makam, bir imkân-ı zâtî yoktur (mümkün değildir) ve şerîkin vücûdu (varlığı) hakkında ne bir delil ve ne de bir delilden neş’et eden (meydana gelen) bir ihtimâl ve ne de bir emâre ve ne de kâinâtın hiçbir cihetinde şerîke bir yer yoktur. Bil‘akis hangi şeye, hangi cihete bakılırsa, tevhîd sikkesi (birlik mührü) görünüyor.” (Mesnevî-i Nûriye, Katre, 50)