Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Enbiya Sûresi 19-23 ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
19-Göklerde ve yerde kim varsa O’nun (kulu)dur. O’nun katında bulunan (melek)ler de O’na ibâdet etmekte kibirlenmezler ve yorulmazlar.
20-Gece gündüz usanmadan (O’nu) tesbîh ederler!
21-Yoksa (o müşrikler) yerden birtakım ilâhlar edindiler de, (ölüleri) onlar mı diriltecekler?
22-Eğer o ikisinde (yerde ve gökte) Allah’dan başka ilâhlar bulunsaydı, elbette o ikisi (ve onlarda görünen şu intizam) fesâda uğrardı (bozulup giderdi).(*) Öyle ise, arşın Rabbi olan Allah, onların isnâd etmekte oldukları vasıflardan münezzehtir.
23-(O,) yapmakta olduğundan suâl olunmaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir.
(*)“*لَوْ كاَنَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةً اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتاَ [Eğer o ikisinde (yerde ve gökte) Allah’dan başka ilâhlar bulunsaydı, elbette o ikisi (ve onlarda görünen şu intizam) fesâda uğrardı (bozulup giderdi)] âyetinin hakīkat-i kātıasıyla (kesin hakīkatiyle), müteaddid (birden fazla) eller müstebidâne (baskıcı bir şekilde) bir işe karışsalar, karıştırırlar. Bir memlekette iki pâdişah, hattâ bir nâhiyede iki müdür bulunsa, intizam bozulur ve idâre herc ü merc (alt-üst) olur. Hâlbuki sinek kanadından, tâ semâvât kandillerine kadar ve hüceyrât-ı bedeniyeden (bedendeki hücrelerden) tâ seyyârâtın (gök cisimlerinin) burçlarına kadar öyle bir intizam var ki, zerre kadar şirkin (Allah’a ortak koşulan şeylerin) müdâhalesi olamaz.” (Şuâ‘lar, 7. Şuâ‘, 140)