Gönül elçileri

Eyüp OTMAN

(Filipinlerde Şehit hafız Cevdet Baybara mevlidinde yazılan şiir)

Dünyanın bir ucunda, kardeşler fethe durmuş,
Eski mefahirleri, enkaz altında bulmuş.
 
Şehitler kanlarını, boşa akıtmamışlar,
Bu mukaddes davaya, onlar da inanmışlar.
 
Aslına rûcudadır, bu çilekeş insanlar, 
Saykal vurmaya gelmiş, bu fedakâr ihvanlar.

 Bir Kahraman Müftü Bey, fitili ateşlemiş,
İhsan Kasım Sâlihi, oraya koşun demiş.
 
Himmetini millete, feda eden insanlar,
Hemen koşmuş çağrıya, birkaç Ehl-i Vicdanlar.
 
Koşa-koşa gelmişler, bu bilinmez diyâra,
Müftü irtihâl etmiş, ebedî diyarlara.
 
Filipin haritası, duaya dâva olmuş,
Gözyaşı gözlerinden, akıp da pınar olmuş.
 
En nihayet bir damla, yeşertmiş bir yaprağı,
Karış-karış Nur şimdi, Filipin’in toprağı.
 
Öyle bir Hizmet ki bu; gece-gündüz coşmakta,
Geç kalan bu kardeşler, hep şevk ile koşmakta.
 
“Öyle bir koşalım ki; gözler yatak görmesin,
Gördüğünde bir uyu ki; kimse, bu sağ demesin.”
 
Sekiz parça bir Ülke, hepsine koşmak gerek,
Her yerde ihtiyaç var, koşup ulaşmak gerek.
 
Koşudan yorgun düşüp, bir kenarda kalmalı,
Bayrak yere düşmeden, başka kardeş almalı.
 
İşte bu minvâl üzre, koşuyorken durmadan,
Bir serseri kurşun geldi, hiç de adres sormadan.
 
Baybara’ya bâr olmuş, çekilmiyordu bu yük!
Bu dâva gelmiş öksüz; Bu dâva, cidden büyük!
 
Böyle büyük Bir Dâva, Büyük Adamlar ister,
Nerde Büyük Adam dersen? Dato Dağında, göster.
 
Makberi orda O’nun, ordan rasat etmekte,
Kapısında; her yeni gün, bir Dato beklemekte.
 
Uğrunda ölen varsa; Vatan, Vatan olmakta,
Kabri şimdi Mürşîd gibi, hidayetle dolmakta.
 
Ey Azîz Yüce Şehîd! İsmin Kıtalar aştı,
Nurlu Kabrin başında; ihvanlar kucaklaştı.
 
Şimdi Nurun yolunda, yollar sana varıyor,
Susamış toprak gibi, orda Nura kanıyor.
 
Kucak açmış her Kıta, arada ağlar ördün,
Şehadetin hizmetmiş, sen de kabrinde gördün.
 
Bu vefakâr Millet, sana minnet dolmakta,
Her gün ayrı renklerde, gül, reyhanlar sunmakta.
 
Hepsi açtı bahçende, bülbüle mesken oldu,
Hiç dinmeyen bu şarkı, dillere destan oldu.
 
“Kabirde çok uyursun, hizmete koşmak gerek,
Öyle bir koşmak ki bu; çatlayıp düşmek gerek.”
 
Şimdi Kahraman Rıza; Gönüllere taç olmuş,
Sanki onun dostluğu; her derde ilaç olmuş.
 
Herkesten hoş-âmedî, herkes bağrına basmış,
Herkese kavl-i Leyyîn metoduyla ulaşmış.
 
Şimdi, Fahrî Konsolos, sınırları kaldırmış,
İnsanlar hepsi kardeş, diyerek uyandırmış.
 
Bu halîs niyetleri, gönülleri ısıtmış,
Karanlığa yanmayıp, Nurlandırıp ışıtmış.
 
Aziz Üstad gergefin, başında ilmek başı,
Çok atkılar birleşti; bu desen Gelin Başı.
 
Çoğalacak burada, nice nurlu simalar,
Artık burda olacak, çok büyük içtimalar.
 
Bu düğünü görmeye, nazar eder her bir göz,
Akdedilir düğünde, vazgeçilmez özlü söz.
 
Kederde ve sevinçte, beraber olacağız,
Her kötü düşünceyi, kapıdan kovacağız.
 
Büyüyecek burada, Ehl-i Kitap kardeşçe,
Her çiçek ayrı koku, aydınlanmış bir bahçe.
 
Bu bahçenin bağrına, gel beraber girelim,
Ne demiştir Mevlâna: “Sevelim, sevilelim.”

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.