Hepimiz biliriz ki bu hizmet-i Kuranîde tavzif vardır. Farkında olmasak da, kerâmetlerinden de istifade ederiz. Nasıl mı?
Hemen Risale-i Nurlara nazarımızı çevirelim ve dinleyelim:
Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti üç nevidir.
Birinci nevi: O hizmeti ihzar etmek ve hâdimlerini o hizmete sevk etmek cihetidir.
İkinci kısım: Mânileri bertaraf etmek ve muzırların şerrini def edip onları tokatlamaktır. (10.Lema)
Sebep?
Tâ ki, bu hizmet-i kudsiyede bulunanlar, ciddiyetlerinde, hizmetlerinde sebat etsinler. (10.Lema)
Her ne kadar bu cevap bu soru için verilmemişse de, verilebilecek ilk cevap budur. Diğer kısmı sizlerin düşüncelerine havale.
Gelelim metnin zihinde çağrıştırdıklarına:
Vazife almak ile vazifelendirilmek arasındaki farkın fark edilmesi ile meseleye giriş yapmakta fayda var, derim. Birisi iradî, diğeri gayri iradî muhatap olduğumuz hadiselerdir, malumunuz.
Farkında mıyız?
Gerçekten de çok tehlikeli (!) bir görevimiz olmalı ki, yapmak hususunda ince eleyip sık dokumaktan daha ileriye geçebilme sıkıntısı yaşıyoruz!.. Koşacağız amma; yapacağız da; fazla olmadı mı; biliyorum fakat gibi düşünceler dizimiz üstüne kadar çıkıyor.
* Bir işin veya faaliyetin sahibi kim ise, asıl muhatap dahi O olmak gerekir mi? Evet.
* Bir işin asıl muhatabı kim ise, o işe ait her türlü sorumluluk ve netice o kişiye ait midir? Evet.
* Söz konusu işe ait faaliyet ve çalışmalarda vazife alanlar, bu vazifelerinde farklı zaman ve zeminlerde, değişik sıkıntılarla karşılaşarak, problemlerle veya sorunlu kişiliklerle muhatap olmak durumunda kalırlar mı? Evet.
* Bu sorunlu kişiliklere karşı yapılması gerekenler hakkında, vazifedarlara düşen görev, güzel hasletlerle dolu karakterlerini yansıtmak, vazifesini bihakkın yerine getirmek midir? Evet.
* Vazifelendirdikleri hakkında sorumluluk sahibi olan kim ise, vazife verdiklerinin problemlerini çözmek, önlerine gelebilecek sıkıntıları bertaraf etmek için tedbirler almak dahi O iş veya faaliyetin sahibine ait midir? Evet.
* Vazifeler üzerine tevdî edilmiş, neticeye dair her türlü vebal ve sorumluluk üzerlerinden alınmış, önlerine çıkabilecek sıkıntılara karşı tedbirler önceden alınarak bertaraf edilmiş, vazifeler karşılığında ücretler peşinen ödenmiş ve ara sıra da ikramiyelerle teşvik ve ödüllendirilmiş bizlerin hayata ait başka vazifeler aramaya hakları var mıdır? Hayır. Bu defa cevabımız hayır olacak.
10. Lema daki ifadeyi yeniden okuyup, zihnimizi temizleyelim:
Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti üç nevidir.
Birinci nevi: O hizmeti ihzar etmek ve hâdimlerini o hizmete sevk etmek cihetidir.
İkinci kısım: Mânileri bertaraf etmek ve muzırların şerrini def edip onları tokatlamaktır. (10.Lema)
Başka bir problem?