Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde geçirdiği rahatsızlık sonucu görme yetisini kaybeden imam, görev yaptığı camide bir yandan çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretirken bir yandan da imam olmak isteyenleri sınava hazırlıyor.
Doğuştan halk arasında "tavukkarası" olarak bilinen "retinitis pigmentosa" rahatsızlığı bulunan 42 yaşındaki imam Necmettin Demirer, hafızlık eğitimi sırasında görme yetisini tamamen kaybetti.
Eğitimini tamamladıktan sonra 2006'da imam olarak ilçedeki çeşitli camilerde görev yapan Demirer, halen görev yaptığı Suruç ilçesindeki Regaip Camii'nde çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretiyor.
Engeline rağmen görevini en iyi şekilde sürdüren Demirer, çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretirken aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının Kur'an kursu öğreticisi, imam-hatip ve müezzin-kayyım sınavlarına hazırlananlara da yardımcı oluyor.
İlçe halkının yakından tanıyıp sevdiği Demirer, sohbetleriyle de vatandaşları bilgilendiriyor.
İmam Necmettin Demirer, hafızlık eğitimi sırasında gözlerindeki rahatsızlığın artığını ve görme yetisini tamamen kaybettiğini, buna rağmen eğitimine devam ederek hafız olduğunu söyledi.
Demirer, kurslara gelen çocuklar ve sınavlara hazırlanan yetişkinlerle iyi diyalog kurduğunu anlatarak, "Kur'an-ı Kerim öğretirken engelimden dolayı gençlerle bir bağımız oluyor. Mesela isim defteri her gün bir talebede kalıyor. Böylece benimle talebelerim arasında bir muhabbet bağı oluşuyor. Herkes defterin kendisinde kalmasını istiyor. Aramızda buna benzer muhabbetler var. Benim engelimin bana engel olmadığını, avantaj olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Engelimi unutuyorum"
Kur'an-ı Kerim'in kendisini hayata bağladığını ifade eden Demirer, "Kur'an-ı Kerim ile hemhal oldukça engelimi unutuyorum. Kur'an-ı Kerim ve içindeki öğretiler beni hayata bağlıyor, bana şevk veriyor, engelimi unutturuyor" ifadelerini kullandı.
Demirer, görev yaptığı süre boyunca çok sayıda çocuğa Kur'an-ı Kerim'i öğrettiğini, bunun kendisi için ayrı bir mutluluk kaynağı olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Elhamdülillah çok sayıda genci bu kuruma, mesleğe kazandırdık. Babam da imamdı, medrese alimiydi. Ondan da bu mesleğe dair tecrübeleri, bilgileri öğrendiğim için şimdiki nesillere, gençlere aktarmaya çalışıyorum. Çok sayıda gence yardımcı oldum. Şimdiye kadar 23 gence vesile olarak bu mesleğe kazandırdık. Bundan dolayı Rabb'ime çok çok hamdediyorum."
"Yeter ki biz birbirimize engel olmayalım"
Ailelerin engelli çocuklarını toplumdan uzak tutmamalarını tavsiye eden Demirer, şunları anlattı:
"Aileler lütfen engelli çocuklarını toplumdan saklamasınlar. Bu, Allahutaala'nın bizlere bir emri, bir lütfu. Hepimiz engelli doğabilirdik. Hepimiz ya engelliyiz veya engelli adayıyız. Her an engelli olabiliriz. Bunun için bu bir ayıp değildir. Yeter ki biz birbirimize engel olmayalım. Engelli çocuklarımızdan, gençlerimizden utanmayalım. Onları topluma kazandıralım. Engelleri aşmak konusunda biz yardımcı olalım. Bir müddet sonra onlar engellerini aşacaklar, mutlu bireyler olacaklar."
aa