Bazen sayfaların yetersiz kaldığı yerde, birkaç mısra haykırıverir koca kitabı yüzüne yüzüne varlığın. Anlamadığı sayfalar dolusu hak ve hakikati, iki satır kelam ile birleştiriverir muhatabıyla hemen. Günlerce anlatmayı isteyip de anlatamadığın, saatlerce konuşarak izah edemediğin, dakikalarca düşünerek söyleyemediğin gerçek sevgi, saniyeler içinde deyiverir ne denecekse derinden, gönülden.
Hislenirsin en kralından...
Duygularını anlatmaya yetmez sanırsın, lûgatindeki hiçbir kelime...
Sonra süzülür kendiliğinden, sanki bir yerler duymuştur da sesini, senin yerine ve yine seninle deyivermiştir bütün söylemek istediklerini.
Baka kalırsın damla damla gelen harflerin, yağmura dönüşüp de biraz ıslatıverişine her yeri.
Evet bu işte! dersin. Evet budur demek istediğim!..
GÖZYAŞLARIN...
Kapatırsa hikmet kapılarını
Bir daha hiç açmamacasına.
Sonra, ağlasan da bulamazsın
Bir damla, göz yaşını.
Uzattım sanırsın ellerini,
Tutmadınız ki dersin.
Yüreğin görmez olur, ama
Kardeşinden akar, göz yaşların.