Bu tür rahatsızlıkların bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve şifa olduğuna dikkat çeken Küçükusta'nın yazısı şöyle:
"Bizde grip ve nezle gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarına yakalananlar “şifayı kaptım” derler. Düz mantıkla düşünenler grip ve nezle olmanın neresi şifa olabilir diyebilirler ama yanılıyorlar.
Evet, bazen hasta olmak aslında şifayı da kapmak demektir. Şifayı kapmak deyimi, sıradan bir insanın buluşu olamaz.
Bu deyimi hayatımıza sokan kişinin bir immunolog yani bağışıklık bilimi uzmanı olduğunu veya bu bilimin temellerini çok iyi bildiğini düşünüyorum.
Bakın, neden?
Nezle ve grip, bu dünyaya gelen herkesin ölümü tatmasının kaçınılmaz olduğu gibi nezle ve gribe yakalanması da Allah’ın emridir.
Virüslerin sebep olduğu bu hastalıkları geçirenlerde öyle grip aşılarında olduğu gibi eften püften değil gerçek manada yani çok kuvvetli ve ömür boyu süren bir bağışıklık meydana gelir.
İnsanlar bu hastalıkları geçirerek aynı veya benzer virüslere karşı direnç kazandıkları gibi başka hastalıklardan da korunurlar.
Sayısız araştırmayla desteklenen hijyen teorisi, çocukluk çağında geçirilen bu masum enfeksiyonların insanları aslında alerji, astım, saman nezlesi, egzama, romatizmal ve oto-immün hastalıklar ve hatta kanserlere karşı da koruduğunu gösteriyor.
Bunun için grip, nezle olanlar hiç üzülmesinler, şifayı kaptıkları için mutlu olsunlar.