Günah İşleyen uzvu cezalandırmak

Nurettin HUYUT

Kur'an-ı Kerim'de “Vela teziru vaziretun vizra uhra” ayeti kerimesi var. Bu ayetin özet manası “birisinin hatasıyla başkası mesul olmaz.”

Bediüzzaman Hazretleri Uhuvvet Risalesi’nde bu ayeti kerimeyi insanın duygu ve azalarına indirgeyerek tefsir etmiştir.

O’na göre insanın bir uzvu, bir duygusu suç işlemişse mutlaka cezasını da bizzat o duygu veya o aza çekmelidir.

Mezkur ayete paralel olarak İslam dininde bir el hırsızlık yapmışsa ceza o ele kesilir. Zina yapmışsa ceza bele uygulanır haddi bildirilir.

Aynen bunlar gibi biz de cehennem azabını çekmek istemiyorsak, yaptığımız suçların, işlediğimiz günahların cezasını o günahı İşleyen kendi azamıza veya duygumuza vermeliyiz ki temizlensin.

Yaz aylarında Kur'an dersi verdiğim öğrenciler bazen yaramazlık yapıp birbirlerine kötü laflar söyledikleri zaman onlara şu cezayı veriyordum: "Madem dilinizle suç işlediniz Dolayısıyla dilinize ceza vereceğim."

Mesela arkadaşının ismini bozarak çağırmışsa; "ceza olarak bu arkadaşın ismini 50 defa düzgün bir şekilde sesli olarak arkadaşlarının yanında söylemesini" istiyordum ve bakıyordum ki bir daha o çocuk diğer çocuğa ismiyle hitap ederken bozarak değil, düzgün telaffuz ederek sesleniyordu.

Arkadaşını darb etmişse ellerine ceza vermem gerektiğini biliyordum ancak konjonktürel olarak böyle bir ceza vermek yanlış anlaşılacağından bu defa arkadaşına bir defa vurmuşsa arkadaşının defterine yazılacak şekilde 20 defa İhlas suresini okumasını söylüyordum.

Sesli olarak herkesin huzurunda okuyordu böyle bir ceza sonucunda. Hem çocuk İhlas suresini daha güzel okuma imkanına kavuşuyordu, hem de aynı anda cezasını çekmiş oluyordu. Dikkat ediyordum dayaktan daha tesirli olduğunu görüyordum.

Bu mantıkla kendi dünyamda bunu uygulamaya karar verdim. Mesela bir vakit namazı geçirirsem onun yerine önce bir defa kaza kılıyorum sonra da mümkünse bir iki defa daha aynı namazın kazasını kılmak suretiyle keffaretini ödemeye çalışıyorum.

Böyle yapınca nefsimi ikna etmekte zorluk çekmediğimi gördüm. Namaz vakti girince nefsim veya şeytanım namazı unutturmak gibi bir çaba içerisine girmiyor.

Televizyonda kötü bir şey izlediğimde ona ceza olarak bir güzel film veya iman dersi veren bir dersi seyretmek gibi bir yola giriyorum.

Zekat veya sadaka veya hayra neden olacak bir nakdi harcama yapmam gerektiği halde yapmadığım zaman buna karşılık olarak aynı miktarda veya bazen iki katı bir harcamayı aynı manada yapıyorum.

Bu şekil hareketim sonraki davranışlarımda nefsimi ikna etmede kolaylık sağladığını gördüm.

Aynı zamanda yapmadığım o ibadetten dolayı şefkat tokatından da kurtulduğumu gördüm.

Ve ilahi adaletin ne kadar güzel olduğunu uygulamalı bir şekilde müşahede etmiş oldum ve oluyorum.

“El ceza-u min cins-il amel” (Ceza amelin cinsindendir) Ve öylede olmalıdır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.