Risale Haber-Haber Merkezi
Güney Afrikalı Khai ailesi, Türkiye'ye ziyaretlerde bulundu. Aileyi gezdiren mihmandarların ilgisi ve Risale-i Nur‘larla tanıştırmaları aileyi derinden etkiledi. Nurnet'teki habere göre Khai ailesi memnuniyetlerini dile getirirken Risale-i Nur'lara da özellikle vurgu yapıyor.
İşte Güney Afrikalı ailenin Risale-i Nur mutluluğu:
Haziran ayının ilk haftasonu bir Pazar günüydü. Yoğun geçen bir haftanın ardından biraz dinlenme fırsatı bulmuştum. Uyku sersemliği içersinde gelen telefonu açtığımda Ruba Vakfından bir kardeşti. Güney Afrika hizmetleri ile ilgilenen kardeşten bir telefon geldiğini, Güney Afrikalı bir ailenin Türkiye’ye ziyarete geldiklerini, ilgilenip ilgilenemeyeceğimi sordu. Evet cevabı verince de bu ailenin telefonunu verdi.
Aileye telefon açtım ve Sultanahmet’de öğlen vakti buluşmak üzere sözleştik. Yetişkin yaşlarda iki kız bir erkek çocuğu olan karı kocaydılar. Güney Afrika’nın Durban şehrinden, müslüman bir aileydi. Türkiye’nin dini yerlerini ziyaret amacıyla Türkiye’ye gelmişlerdi. Erkek iş adamı, eşi ise doktordu. Çocukları da üniversite eğitimi alıyorlardı. Geliş amaçlarına uygun olarak, Eyüp Sultan Hazretlerini ve Eyüp civarını gezmelerinin daha uygun olacağını düşünerek Eyüp’e doğru yola çıktık.
İlk olarak Haliç köprüsünün ayaklarında bulunan surdibindeki Sahabe mezarlarını ziyaret ettik. Ardından Eyüp Sultan Hazretlerinin türbesini ve Camiyi ziyaret ettik. Ardından teleferikle Piyer Loti Tepesine çıkıldı. Tepeden yayan olarak geri döndük. Dönüş yolu üzerinde bulunan Zübeyir Gündüzalp, Bekir Berk, Tahiri Mutlu ve diğer Nur talebelerinin mezarları başlarında dualar okundu. Bu ulvi atmosferden herkes çok etkilenmişti doğrusu. Aşağı indiğimizde Risale-i Nurların satıldığı bir mağazaya uğradık. Kendilerine İngilizce Risale-i Nurlar alındı. Kitaplar öylesine ilgilerini çekmiş olmalı ki hemen okumaya koyuldular. Bu arada unutmadan, Hür Adam Bediüzzaman filmiinin DVD'si çıkmış onu da aldılar. İyi dileklerle ayrıldık. Birkaç günlüğüne Urfa’ya ziyarete gittiler.
Haziran ortalarında cep telefonuma bir mesaj geldi. Mesajın sahibi ailenin annesi olan bayan Shameema idi. Mesajı aynen yazıyorum:
”Selamun Aleykum. Şu an havaalanındayız. Uçağımız saat 16.30’da kalkacak. Türkiye’deki güzel hatıralarımız için size teşekkür ederiz. Sizle tanıştığımız için son derece mutluyuz. Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini bize aldırdığınız için Allah sizi mükafatlandırsın. Tüm külliyatı DVD olarak satın aldık. İnşallah bu ailemiz ve etrafımızdaki daha birçok insan için bir dönüm noktası olacak. Lütfen bizle olan irtibatınızı devam ettirin ve bizleri Güney Afrika’da ziyaret edin. Selam ve dua ile.”
Birçok insan ülkemize hakikatı aramak için geliyor. Bizlere düşen elimizden geldiğince onlarla ilgilenebilmek. Bunda ölçümüz ise; Hz.Muhammed (s.a.v.) nasıl köle dememiş ve Bilal-ı Habeşi (R.a.) ile ilgilenip muhatap olmuş; Bediüzzaman Said Nursi tek tek talebeleriyle ilgilenmişse bizler de bu tarzı takip etmeliyiz. Bir konferansta belki binlerce insana aynı anda muhatap olabilmek mümkün olabiliyor ama, en etkili ve muhatap üzerinde derin izler bırakan tarz birebir ilgilenme tarzı. Belki biraz meşakkatli ve yorucu, biraz da turist rehberliği havası verebiliyor ama bundan gocunmamalı. Zira davayı anlatabilmenin en etkili yolu bu…
Şu an Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde dershane var. Durban şehrine yakın sayılır. Belkide yakın bir zamanda Durban şehrinde de bu ailenin ön ayak olmasıyla bir dershane açılır. Kimbilir?