Hizmetten lezzet almak, işte bu imiş meğer,
Saygı, sevgi, insan için, en büyük katma değer.
Günler hep dolu-dolu, tebliğ ile geçmekte,
Herkes kendi bölgesinde, hedef çevre seçmekte.
İhtida öyküleri, hep değişik, değişik,
Hidayet, Nurcuların elleriyle, gelişik.
Yurtdışının tek derdi, İmân, Kur’ân hizmeti,
Hizmete ket vurmamış, şu siyaset illeti.
Okuma programı, Ehl-i Kitapla bütün,
Tevhide olan inanç, artıyor hep günbegün.
Papazların elinde, Nurlar devran etmekte,
Gün geçmiyor, hidayet haberi verilmekte.
Beş ay önce Hıristiyan, bu gün Müslüman olmuş,
Hemen kendi bölgesinde, bir dershane kurmuş.
Böyle hizmet ediyor, Hanım Kardeşlerimiz,
Fıtratları ezelden, sanki kalmış tertemiz.
Hayatın tâ içinde, çalışıp okuyorlar,
Nur’un Lemâ’larını, emip yansıtıyorlar.
Buralarda hizmetler, Kur’ânı tâlim ile,
Hizmet için, kardeşler; kılıyorlar vesile.
Medresetü’z-Zehrâ burda hizmete girmiş,
Bir fedakâr ablamız, evceğizini vermiş.
Şimdi orda ta’lîmde, kız-erkek talebeler,
Kur’ân, İmân ve Risale, hıfzını etmekteler.
Birbiriyle kenetlenmiş, Kahraman Nur Kardeşler,
Dünyaya Nur saçacak, bu sönmeyen güneşler.
İslâm’ın ilk günleri! Sanki Barla yılları,
Kardeş, Abla, Abi diyor, o sevimli dilleri.
Mühtediler bazen bir; bazen üçe çıkıyor,
Her ihtida memlekete, Nurlu ışık saçıyor.
Sahralarda kurbanlar, hep kırmızı-kırmızı,
Her İmân’a vesile, şevkle coşturur bizi.
Mâzîde ecdadınız, ecdadımız bir imiş,
Bu gün burda akdedilen, başka bir şey değilmiş.
Alkışlıyor sizleri, tüm mâzî ve müstakbel,
Hayırlı evlât olmak, bir bilseniz ne güzel.
Gösterin güzelliği, Lisân-ı kâl ve hâlle,
Fevc-fevc, Muvahhid olsun, kıta’lar bölgelerle.