Siyasette ölçü ve prensipler-2

Habip ARTAN

Siyasi muhalefetten milletin istekleri nelerdir?

Türkiye’de çok partili hayata geçilmesiyle birlikte milletimiz muhalefet kavramı ile tanışmıştır. Çok partili sistemde muhalefet hakkının da hukuki bir müessese olduğu kabul edilir. Çok partili hayata geçilmesiyle siyasi hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması, fikir, düşünce, din ve vicdan hürriyetinin geniş manada önü açılmış oldu.

Muhalefetin temelinde müspet rekabet olmalıdır

Muhalefet demokrasilerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Muhalefet iktidarı zinde ve uyanık tutar. İktidarı denetleme mekanizmasıdır. Bir seçimden diğer bir seçime kadar iktidarın eksik bıraktıkları kısımları not eden, iktidara geleceğini hesap ederek onu tamamlamaya çalışan, yapabileceklerini projelerle açıklayan, yapabilecek işlerin sözlerini veren, olması mümkün gözükmeyen işleri söz vermeyen, karalama ve iftira yerine milletin gerçek gündemini dert edinen bir hedefi olmalıdır. Muhalefet ihtilafa neden olmamalıdır, muhalefet farklı görüşleri ileri sürmek demektir. Görüşler rekabeti beraberinde getirerek hakikatin ortaya çıkmasını sağlar. Mukayese ve muhakeme ile dengeyi sağlamalıdır.

Muhalefet partilerinin görevleri

Siyasi hayatta muhalefet partileri adaleti temin ve koruyucu olarak görmek gerekir. Partiler arasında inatlaşma şeklinde görülen muhalefet anlayışını memleket için çok zararlı gören Bediüzzaman böyle bir çıkmaza girildiğinde oldukça dikkat çekici bir çözüm önerisi tavsiye etmektedir: Meseleyi bilen münevver, tarafsız, vasıflı ve siyasi hadiselere vukufu olanlardan veya ilim adamlarının yapacağı nasihat ve irşattan faydalanmak gerektiğini belirtmişlerdir. Günümüz demokrasilerinde her türlü müfrit muhalefet düşüncesinin bu şekilde tatbik edilip tedavi edildiğinde çok meselenin kolayca halledileceği takdir edilmelidir[1].

Nasıl bir muhalefet yapılmalıdır?

Bediüzzaman, muhalefetin politikasında muhalefet görüşünün olması gerektiğini müdafaa etmiş ve muhalefet hakkının günümüz siyasi ilmindeki yerini şu şekilde belirtmiştir: Haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı muhalefet hiçbir hükümette suç sayılmaz. Bilakis muhalefet, meşru ve samimi bir muvazene-i adalet unsurudur’ [2] diyerek gerçekçi muhalefet görüşünü açıklamıştır. ‘Her bir hükümette muhalifler var. Asayişe ilişmemek şartıyla kanunen onlara ilişilmez’.[3] Muhalefet hakkının kullanılması ancak amme nizamının ihlal edilmemesi şartıyla sınırlandırılması gerekir. İnatlaşma şeklinde uzlaşmaz bir hisle birbirine düşmanca bir muhalefet yapanların arasını bulmak için şu iki yoldan birine başvurulması gerektiğini, var olan iktidar ve muhalefet partileri arasındaki münasebetlerin inhisarcı, tarafgir ve müfrit bir zeminde yürümesi mümkün değildir. İyilik yapmak zannıyla fenalık yapan partiler muhalefet yaparken iç ve dış politikaları göz önünde bulundurarak yıkıcı tavırlardan sakınmaları gerekir.

Sorumsuz muhalefet

İktidarı meydana getirenler nihayet insandır. Fertlerin sahip oldukları farklı hususiyetlerin devlet idaresine aksetmesi ise kaçınılmazdır. Bu bakımdan devlet idareciliğine tenkitçi bir gözle bakılmadan önce, fertlerin yetişme sistemini sağlam esaslara bağlamak gerekir. Buna dikkat edildiği takdirde, hem sağlam insan yetişecektir, hem de tenkide konu olan fazla görülmeyecektir. Böyle bir anlayışla siyasi iktidara bakıldığında sıhhatli bir değerlendirme yapılabilir. Bu nedenle siyasi iktidarları faaliyetleri bakımından tahrip ve tahrikçi gayelerle tenkit etmek isteyen sorumsuz bir muhalefete ve onun altında yatan zararlı partizanlığa taraftar olmamak gerektir [4].

Mübalağalı muhalefet yerine meşru muhalefet

Vatandaş ve muhalefet olarak İktidarlardan ‘muhali talep etmek kendine fenalık etmektir’ [5]. Tenkit ederken mübalağalı olmamak gerektir. Mübalağanın ihtilalci olması [6] itibariyle tenkitte tahrike girmeyen ikaz ölçüsünü muhafaza etmek gerektir. Bu nedenle bir hükümetin bütün icraatları tamamen kusursuz olması mümkün değildir. Siyasi icraatta esas olan, iyiliklerin hatalara üstün gelmesidir. Bediüzzaman, siyasi iktidarlara karşı sırf tenkidi meslek edinenlere anarşist nazarıyla bakmıştır. Böyle bir durum ihtilal ve fesada yol açacağından, ihtilale sebebiyet veren vazifeler tamamıyla zulmü dağıtır, genişletir [7]. Meşru iktidarlara menfi muhalefet yapılması ne kadar yanlış ise, iktidarların da istibdada dayalı icraatlarına sessiz kalmak o derece yanlıştır. Bu tarz iktidarlara karşı meşru muhalefetin gösterilmesi hürriyet ve asayişin korunması manasında bakmak gerekir. Bir iktidar adalet, eşitlik ve hürriyet gibi esaslara bağlı kaldıkça efkâr-ı amme tarafından her zaman destek görecektir.

Bir sonraki yazımız: Siyasi iktidardan milletin istekleri nelerdir?

[1]: Devlet Felsefesi, Safa Mürsel
[2]: Tarihçe-i Hayat, Bediüzzaman Said Nursi
[3]: İşârat-ül- İ’caz, Bediüzzaman Said Nursi
[4]: Devlet Felsefesi, Safa Mürsel
[5]: Münazarat, Bediüzzaman Said Nursi
[6]: Muhakemat, Bediüzzaman Said Nursi
[7]: Devlet Felsefesi, Safa Mürsel

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.