Hac ibadeti hem çok zor ve meşakatli, hem çok heyecanlı ve zevklidir. Kıblegah olan, yeryüzünün ilk binası ve mukaddes mabed, tavaf edilmesi çok sevaplı olan Kâbe’yi ziyaret ve tavaf etmekten daha zevkli ve heyecanlı ne olabilir?
Mescid-i Haramda Hz. Peygamberin ayak izlerini hissedebilmek. Cazibesine kapılarak pervane gibi dönerken, kalabalığın verdiği izdiham sıkıntı da o nisbette olmaktadır.
Haccın vaciblerinden olan Sa'yde Hz. Hacer gibi umut, kurtuluş ve Hakka kavuşmak için yürüyüp koşarken heyecan ve haz almanın yanında, yedi defa gidip gelmenin verdiği yorgunluk ve kalabalığın zorluğu da iliklerde hissedilir.
Haccın esas rüknü olan Arafat'ta vakfe için bulunmak, heyecanı doruk noktaya çıkarıyor. Tövbe ve istiğfar ile günahların affının sevincini yakalamak, tanışıp kucaklaşmanın yanında yerde kumlara batmak, abdest kuyruklarında beklemek, çadırlarda kalabalık bir şekilde beklemek ve intikalın zorlukları ile de karşılaşılıyor. Çok sabretmekle ancak o zahmetler aşılır.
Sukunet ve geceleyip mağfiret dileme, taşları toplayıp şeytana yüklenme için hazırlık yapma yeri ve vacip olan Müzdelife’de vakfe için gece boyunca çadırda beklemek, yoğunluğun verdiği sıkıntıya tahammül göstermek elbette büyük bir gayret gerektirir. Hele yaşlı, hasta ve yürüyemeyen hacıların Müzdelife’den Mekke'ye nakli o gün başlı başına bir meşakkattir.
Ancak akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kılmak ve sabah namazından sonraki vakfe duasında hacılarla beraber el açıp Allah'a yalvarmanın zevkini doyasıya yaşamak da tarif edilemez.
Müzdelife’den Mina’ya, şeytan taşlamaya en kısa yoldan götürmek, kalabalık içinde şeytan taşlama işini yaptırıp vukuatsız otellere inmek büyük bir enerji, tahammül ve gayreti gerektiriyor. Şeytanını taşlarken, nefsi arzulara gem vurmak adına o taşları atmak olan vacib ibadeti bitirmek de cidden zor bir görevdir.
Şeytan taşlamanın zorluğunun yanında, kötülüklere, yanlışlara, nefsin doymak bilmez arzularına sed çekme manasındaki taşlamanın rahat ve kolay olmasının huzuru da kayda değer.
Esas zorluk kurban kesilip, ihramdan çıktıktan sonra farz olan tavafı yapmaktır. Bayram günleri Mekke trafiği adeta durma noktasına geliyor. Hacıları Kabe’ye yetiştirmek, çok ama çok olan kalabalıkta haccın tavafını, hemen arkasından haccın sa'yini bitirmek çok zor bir iştir. Bu zorlukları sabır ve tahammül ile karşılamanın sevap ve huzurunu ifade etmek mümkün değildir.
İki-üç günlük bu yoğun maraton için tahammül, sabır ve dayanaklı olmak için azami gayret gerekiyor.
Şükür ki şeytan taşlama mekanı ile sa'y yapma sahası hayli genişletilmiş ve kısmen rahatlık sağlanmış durumda.
Otellerden Mescid-i Haram'a gidip gelirken otobüslere binip inmede, otelde asansör beklemede, odada klimayı açmak isteyen ile kapatanlar arasındaki zorlukları aşmak da büyük bir sabrı gerektiriyor.
Doğrusu hac çok zevklidir. Ancak bir o kadar da meşakatlidir. Onun için "Hac cihattır" hadisi bilfiil yaşanıyor.
Bu seneki hacılarımız bütün zorluklara rağmen cihadı başarmış, vazifelerini bihakkın ifa etmenin mutluluğu içineler.
Cenab-ı Hak herkese hacca gitmeyi nasip etsin.