Hafız Ali Ağabey

Hüseyin EREN

Nazarları kendine değil Risaleleri vermeyi söz ile değil hal ile gösterirdi. Konuşan bir haldi küçük odası; sükût hisseder, edep hissederdi gelenler. Nur dersi, hatıralar, haller; gelenler, gidenler; çeyrek asra aşkın sürdü bu hal akış, bu akış hal…

Onun dersini dinlemek saf Risale dersi dinlemekti; fazla izahata girmez, birkaç kelime ile açıklar, sonrasında sürdürürdü okumasını. Berrak okumasını biraz dikkatle dinleyen anlardı anlayacağını, alırdı hissesini…

Falanca çok güzel ders yapıyormuş, çok güzel izah ediyormuş diyenlere, “olabilir, o onun dersi” derdi. Saf ve sahih Risale dersi başka bir şey demek istemişti herhalde.

Kendi malumatını ve kendini öne çıkarmak Nur dersini gölgeliyor, başka bir hale ve yola sokuyor, tabiri caizse sulandırıyor. Elbette ki müzakere edilmeli Risaleler, izah edilmeli, şerhleri yapılmalı; bunun bir usulü olmalı, erkânı olmalı; bu meselenin başka bir boyutu ve tartışılmalı ehillerince.

Bugün Bursa’da çınar olmuş Nur Hizmetlerini çekirdeği idi ve çekirdeğe dönüşmüştü küçük odası. Misafirleri, Risaleleri, ilerlemiş yaşına rağmen masasında yeni çıkan kitaplar, dergiler… Böyle bir ufku ve okuma iştiyakı vardı Ali Ağabeyin.

Yaşı Cumhuriyetle birdi, 23 doğumlu idi. Çocukluğunda kitap bulamadığını söyler, Vakıf kitapevini göstererek şimdi Cennetteyiz derdi.

Hafızdı Ali Ağabey; gökte bir Hafız Ali Ağabey vardı, o da bir nevi yerde Hafız Ali Ağabeydi. Duru, düşünceli yüzü, tebessümlü bakışı “Nur Talebesi” bu dedirtirdi. Şimdi O da göğe intikal etti inşaallah.

Kuruyemiş çalıştırdığı dönemlerde caddeden sarhoşlar nara ata ata giderlermiş, tam dükkânın önüne geldiğinde susarlar, hürmet ederek geçerlermiş… Hafız Ağabey yanındaki çalışanına “Bunların hürmeti bana değil, Risale-i Nur’a” dermiş.

Risale-i Nur talebesi olmak böyle bir manevi güç, o gücünü yaşantısı ile gösterdi Ali Ağabey.

Cenazesine gelen kuşlar, sıralanışları ve uçuşları ile adeta onu seyre gelmişlerdi, belki muştu için gelmişlerdi. O küçük odasının penceresine de gelirdi kuşlar, tam karşısındaki tablo da kuş resimleri vardı.

Bu zamanda Hafız olmak, Nur Talebesi, Kur’an talebesi hayatı yaşamak, bunu örneklikle etrafını uzun bir ömürde göstermek… Evet, O Hafız Ali Ağabeydi.

Mekânı, Makamı Cennet olsun, çok sevdiği Risale Derslerini Üstatla, Zübeyir Ağabeyle, Hafız Ali Ağabeyle ve diğer ağabeylerle yıldızlarda devam ediyordur inşaallah.

O Meclise selam Ağabey…

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.