Sümeyra Kırca'nın haberi;
Peygamber Efendimiz'in (sas), "Sizin en hayırlınız, Kur'an öğrenen ve öğreteninizdir." müjdesine nail olmak için yola çıkan küçük hafızlar, yaşayan Kur'an olmanın gururunu yaşıyor.
Kimisi 7 yaşında hafızlık yoluna adım atmış, kimisi 13 yaşında. Hafızlık yolu istikrar ve kararlılık istiyor. Bunun için ailelere de büyük sorumluluklar düşüyor. Ebeveynlerin, çocuklarına hafız olmaları konusunda baskı uygulamadan onların yanında olması gerekiyor.
Evrensel Hafızlar Derneği Başkanı Mustafa Cumhur, bir çocuğun isterse hem okuyup hem de hafız olabileceğini belirtiyor. Çocukların hafız olmasında anne ve babanın fedakâr olmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Cumhur, "Ebeveynler, çocuklarına psikolojik yönden destek vermeli. Onları çok sıkmadan, sosyal gereksinimlerini gidererek, sabırla çocuklarının yanında olmaları gerekiyor." diye konuşuyor.
Geçen yıl Evrensel Hafızlar Derneği tarafından en genç hafız ödülü alan Muhammet Emin Karataş, 7 yaşındayken hem okula hem de hafızlığa başlar, 9 yaşında icazetini alır. Okul ve hafızlık eğitimini bir arada yürütmenin kendini hiç zorlamadığını dile getiren Karataş, babasıyla birlikte düzenli olarak sosyal aktivitelerini yerine getirdiğini ifade ediyor. Karataş, eğlenme ve okumaya da bol bol fırsat bulduğunu belirtiyor. Baba Tahir Karataş ise her şeyi çocuğuna göre planladıklarını vurguluyor. Baba Karataş, "Bir çocuk, çocukluğunu yaşamalı. Baskı kurarak çocuklarımıza bir şey kazandıramayız. Hafız olduktan sonra Kur'an'ın kapağını açmayan bir hafız olsun istemiyoruz. Ömür boyu Kur'an'ı yaşayan ve yaşatan bir hafız olsun istiyoruz." dedi.
Çocukluğundan bu yana Kur'an öğrenmeyi çok isteyen Yasin Kurucan, ezberleme yeteneği olmadığı halde 13 yaşında hafızlığa başlayıp 16 yaşında hafız olur. "Hafız olduktan sonra zihnim açıldı. Bir şey ezberlemek için artık saatler değil, dakikalar yetiyor." diyen hafız Kurucan, akrabaları tarafından çok büyük saygı gördüğünü şöyle anlatıyor: "Erzurum'da âdettir, evin başköşesine dedelerimiz oturur. Hafız olduktan sonra akrabalarımız beni ayakta karşılar, dedem yerinden kalkarak 'Buraya ya sen oturacaksın ya da boş kalacak' diyerek, ısrarla beni başköşeye oturturdu."
Bir diğer hafız da Ceyhun Çankaya. Çankaya, ilk zamanlarda bir sayfayı ezberlemek için 3 saat ezber yaptığını ancak şimdi 1 saatin kendisine yettiğini söylüyor.
Hafızlara psikolojik destek verilmeli
Şeyma Nur Yenidünya, Feyzanur Kayar ve Feride Erden de diğer hafız arkadaşları gibi küçük yaşta hafız olmanın onurunu yaşıyor. Onlar, hafızlara psikolojik yönden destek verilmesi gerektiğini vurguluyor. Hafız Şeyma Nur Yenidünya, hafızları anlayacak bir psikoloğun olmadığından şikâyet ederek ileride psikolog olmak istediğini belirtiyor.
Hafız olmayı önce çocuk kendisi istemeli
Yaşar Acar Erkek Kur'an Kursu hocaları tarafından yetiştirilen erkek hafızlar liseyi dışarıdan okuyorlar. Hafızların hocalığını yapan Muhammet Sırrı Bayraktutan ve Hayrettin Kip, çocukları sıkmadan onları tenis, yüzme, futbol, piknik gibi aktivitelerle desteklediklerini belirtiyor. Çocuklar gibi kendisi de hafız olan Sırrı Bayraktutan, "Hafızlık konusunda baskı yapmadan, onların çocuk olduğunu unutmadan eğitim veriyoruz. Hafız olmayı önce çocuğun kendisi istemeli. İstemeyen çocuğa asla hafız olması konusunda aileler baskı kurmamalı. Aksi halde çocuk, alması gereken temel dini konulardan bile uzak tutar kendini." diyerek ailelere uyarıda bulunuyor.
Zaman