Hakikat din ve fen ilimleriyle ortaya çıkar

Haftanın hutbesi

Risale Haber-Haber Merkezi

İlim öğrenme

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيم
....قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَاب

Aziz cemaat!

Bu kâinat ve içindekilerin hepsi hiç şüphesiz Allah-u tealanın ilmiyle ve kudretiyle yaratılmıştır. Onun bin bir isminin tecellisi bu kâinatta görünmektedir. Allahü Teâlâ ilim ve kudretiyle her şeyden nihayet derecede büyüktür. İşte biz insanlar bu nihayetsiz ilim ve kudreti bilmemiz ve öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü Cenab-ı Hak kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istiyor. Buna da en layık biz insanlarız. Bunun için Allah bizlere akıl ve fikir gibi duygular vererek kendisini tanımamızı ve bilmemizi istiyor. Ve bu vesileyle kemale ermemizi ve kendisine hakiki manada kul olmamızı emir ediyor.

Değerli müminler!

İslâm, insanın yaratılışına uygun bir din olduğu için bütün müslümanlara ilmi farz kılmıştır. Her müslümanın dinî görevlerini yerine getirecek, helâl ile haramı, hak ile batılı birbirinden ayırt edecek kadar bilgi sahibi olması farzdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s): "İlim tahsil etmek her müslüman erkek ve kadına farzdır"(2) buyurmuşlardır. İslâm'a göre ilim ve hikmet müminin kaybolmuş malıdır; mümin, yerine ve söyleyene bakmaksızın onu nerede bulursa alır. Her fenalığın, hatta küfür ve şirkin de başı bilgisizlik ve cehalettir. Ve yine peygamberimiz başka bir hadislerinde: “İlim müminin yitik malıdır. Onu her yerde aramalıdır.”(3) buyurmuştur. Kur’ân da ilme ehemmiyet verir ve bütün insanları açıkça ona teşvik eder. Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(1) der ve bilenleri, daima bilmeyenlerden, bildikleri ölçüde üstün tutar. İslâm ilmin, âlimin ve ilim yolcusunun değerini yükseltmiştir. Başka bir ayette: "Allah, içinizden iman edenlerle kendilerine ilim verilenlerin değerini yükseltir"(4) buyurulur.

Muhterem cemaat!

İslâm'da ilim, Allah'ın rızasını kazanmak ve amel etmek için öğrenilir. Peygamber efendimiz (s.a.s), dualarında; "Allah'ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır; bana fayda sağlayacak ilim öğret, ilmimi artır"(5); "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım"(6) buyurarak ilimlerin faydalı olanlarını almamızı, faydasız ilimden sakınmamızı ifade ediyor. Faydalı ilim de; saadetimizi, insanlığımızı ve imanımızı yükseltir. Dünya ve ahiret saadeti sağlar. Dünyada insanların ekonomik, sosyal, dinî ve dünyevî bütün durumlarını düzenleyici ve insanları birleştirici kuvvet sadece ilim yoluyla kazanılır. İlim, nefisleri helâk edici ahlaksızlıklardan temizler; insanları aydınlatarak güzel ahlâka kavuşturur ve ahiret yolunun aydınlanmasını öğretir. İlim, Allahü Teâlâ'nın kemal sıfatıdır. Peygamberlerin ve meleklerin şerefi ilimden gelmektedir. Allah'ın huzuruna ilimle gidilir. İlim tek başına faziletin de kendisidir. Bununla beraber vicdanın aydınlanması din ilimleriyle mümkün olur. Aklın nuru ve aydınlanması da fen ilimleriyle gerçekleşir. Bu ikisinin birleşmesiyle hakikat ortaya cıkar.

Hutbeme Peygamber efendimizin bir duasıyla son veriyorum; “Allah’ım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabül olunmayan duadan sana sığınırım.”(7)

Hazırlayan: Fatih Aksüt-Gündoğmuş Karaköy İmam-hatibi

1-Zümer suresi 39/9
2-İbn Mace, Mukaddime, 17
3-Keşfu’l Hafa, C. 2 S. 68 Hd. 1776
4-Mücadele suresi 58/11
5-Tirmizî, Daavât, 128
6-Tirmizî, Daavât, 68
7-Tac, C. 5 S. 124

İslam Haberleri