Bilindiği üzere geride bıraktığımız Mart ayı, Üstad Bediüzzaman Said Nursînin fani dünyadan bakî âleme göç ettiği (23 Mart 1960) aydır. Bu sebeple bu ay ve bu tarih, onu anmak ve anlamak için vesile kılınıyor.
Son yıllarda Bediüzzamanı anmak için birbirinden farklı seminer, toplantı ve konferanslar düzenleniyor. Bu toplantılar sadece İstanbul ya da Türkiye ile sınırlı da değil. Dünyanın pek çok ülkesinde Bediüzzamanı anmak için toplantılar yapılıyor.
Çağın Kurân tefsiri olan Risâle-i Nuru insanlığa hediye eden Bediüzzamanı anmak ve anlamak için Risale-i Nur Enstitüsünce İstanbulda düzenlenen Küresel Kriz ve Said Nursînin İktisat Görüşü konulu kongre büyük ilgi görmüştü.
Barla Platformu da Bediüzzamanın Kastamonu hayatından belge ve bilgilerin yer aldığı Kastamonu Yılları adlı bir sergiyi hizmete sunmuş durumda. İstanbul, Eminönündeki Rüstempaşa Medresesinde sergilenen belgeler, Bediüzzamanın Risâle-i Nuru telif yıllarında çektiği çilelerin, maruz kaldığı hukuksuzluğun delilleri olarak görülebilir.
Risâle-i Nur hizmetinin başladığı yıllar, Türkiyenin en çetin yıllarıydı. 1950ye kadar devam eden tek parti/CHP devrinde dine ve dindarlara yapılan baskıların, haksızlık ve adaletsizliğin haddi hesabı yoktu. Sergi gezildiğinde de görüleceği üzere, bütün bu baskıların haricinde bir de medya mahallesi baskısı söz konusuydu. Bir Nur Talebesinin haksız yere tutuklanması bile dönemin kartel medyasında manşet oluyordu. Ama nasıl? Sanki yüz kişi öldürmüş bir terörist yakalanmış gibi! Daha da ötesi, Nurculuk suçu(!)ndan tutuklanan bir mazlum, ifadesi alınırken vefat ediyor ve gazeteler şöyle manşet atıyor: Bir mürteci ifade verirken öldü! (Tan, 8 Mayıs 1935)
Bu ve benzeri haber baskısının olduğu bir yerde, dindarlara hak ve hürriyetler tanınır mı? İşte bu çileli yıllarda en başta Üstad Bediüzzaman ve Risâle-i Nura sadaketle bağlı talebeleri her türlü haksızlığa, baskı ve zulme meydan okumuşlar ve hakta sebat etmişlerdi. Onların sebat ve metanesi sayesinde Nurlar parlamış ve şükür ki bu eserler bugün bütün dünyaya mâl olmuştur.
Bu vesile ile, haksızlığa meydan okuyanları rahmet ve minnetle bir defa daha anıyoruz.
Yeni Asya