Müspet anlamda istiğna; halka ihtiyaç duyup bir şey istememe, gönlü tok olup zenginlik duyma, elindekileri kâfi görüp minnet altına girmeme hissiyatıdır. Müspet istiğna; mertebe-i iffet ve ismet, makam-ı izzet ve ciddiyet, mihrab-ı kemalat ve fazilettir... Bu manada istiğna; imanın rengi, kalbin ahengidir...
Halktan istiğna; in’ama ve imkâna yaslanmaktan gelen bir gurur değil, imana ve ihlâsa dayanmaktan gelen bir huzurdur...
Halktan istiğna; yokluğa varlık rengini vereni tasdik etmekten, varlığı bize yâr edeni tevhid etmekten hâsıl olan bir nurdur...
Halktan istiğna; dünyaya gücenme, uhraya güvenmeden neş’et eden bir sürurdur...
Halktan istiğna; teslimden nebean eden bir ziya, tevekkülden lemean eden bir şuadır...
Halktan istiğna; zorluğa katlanma, bolluğa kanatlanma, olana dayanma değil, O’na dayanmadır... Aşkın bir şuur olan halktan istiğna; marifet-i ilahiye, muhabbet-i rabbaniye, ubudiyet-i sübhaniye ve marziyat-ı rahmaniye ile teyid ve takviye edilmek icab eder!
Halktan istiğna; aidiyet ve abdiyet şuuruna isnad eden şahsiyet şuuruna vasıl eder. Şahsiyet şuuru inkişaf eden bir mümin, kendini ait kıldığı zattan başkasına istinad ve istimdattan müberra ve musaffa bir abd-i mahsus olur. Şahsiyet şuuru, müntehada ferdiyet şuurunu tevlid edip, kulu, Allah’tan gayri herkese ve herşeye karşı “mana-i ismiyle” tenezzülden müstağni kılar.
Ferdiyet şuuru inkişaf etmemiş bir insan enaniyetin ve onun menfaati namına herşeyin ve herkesin bir nevi kölesi ve gölgesi olmaktan kurtulamaz! “İnsanlardan bir şey istememeyi taahhüt edin, size Cenneti taahhüt edeyim” beşaretinden mahrum yaşar.
Ferdiyet şuuru kemale eren bir mümin, emanete liyakat cihetiyle emin bir halife-i arz makamını bihakkın ihraz ile Kur’anın birinci şakirdi ve Kur’an ile konuşan Zat-ı Akdesin muhatab-ı hassı olur. Kur’an “Ey Müminler!” dediğinde ferdiyet şuuruna yükselmiş müminleri birinci derecede daire-i hitabına dâhil eder. Ezcümle;
- Halktan istiğna, “yalnız” Allah’a intisap etmektir. (Tevhid)
- Halktan istiğna, “yalnız” Kudret’e istinad etmektir. (Teslim)
- Halktan istiğna, “yalnız” Hikmet’e itimad etmektir. (Tevekkül)
- Halktan istiğna, “yalnız” Rahman’a ibadet etmektir. (İhlâs)
Halktan istiğnanın hâsılatı olan ve “içinde halk olmayan” ihlâs, “farzdan önce farz” olup niyet ile ibadetin, mahiyet ile hüviyetin, siret ile suretin kıvama erip, kıyama durması demektir. Halktan istiğnadan hâsıl olan ihlâs yoksa iflas yakın sayılır!