Harika bir kitabın olağanüstü manevî hâkimiyeti

Ediz SÖZÜER

Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı Dersleri-38: Harika Bir Kitabın Olağanüstü Manevî Hâkimiyeti

Bu yazımızda, eğitim programımızın “İman Hazinesinin Varlığını Delillerle İspatlamak” isimli ikinci bölümündeki altı adet “hakikatin”, Üçüncü Hakikati olan “Vahyin Hakikati ve Kur'an'ın Allah'tan Geldiğinin İspatı” bölümünü takdim edeceğiz. Risale-i Nur’un “7. Şua - Ayet-ül Kübra Risalesi”nin 17.Mertebe’si üzerinde geliştirilmiş bir izah çalışması olan ve inşallah dokuz bölümlük bir yazı dizisiyle sunulacak bu bölümdeki derslerimizde Kur’ân’ın; ruhları, akılları ve kalpleri fetheden ve dünyayı manen istila eden büyük davasını nasıl ortaya koyduğunu, insanlık âlemi içinde ortaya çıktığı andan itibaren, bütün hayallerin ötesinde ne mertebede büyük bir manevî inkılap gerçekleştirdiğini ve insan sözü olmadığının mantıkî çıkarım ve delillerinin en çarpıcılarını göreceksiniz. Sunulan hakikatlerin tam olarak hissedilerek pekiştirilmesi için görsel destekli ders videosunu da yazının sonundaki adresten izlemenizi tavsiye ediyoruz.

Harika Bir Kitabın Olağanüstü Manevî Hâkimiyeti (7. Şua - Ayet-ül Kübra Risalesi”nin 17.Mertebe - İzah Metni)

Öncelikle belirtmek isteriz ki, iman esaslarının delilleri ne eğitim programımızdaki bölümlerle ne de altı bin küsur sayfalık muazzam Risale-i Nur Külliyatı’nda geçen delillerle sınırlıdır. Yazı dizimiz ve eğitim programımızda ancak belli bir oranda ve imkânlar nispetinde yer verebildiğimiz imanın esaslarına dair daha detaylı çözümlemeler için, Risale-i Nur’un tamamını dikkat ve merakla okumanızı tavsiye ediyoruz. Örneğin Kur’ân’ın Allah’ın sözü olduğunun ispatı için en azından 25. Söz’ün tamamının okunması gereklidir ki biz 25.Söz’den ve Risale-i Nur’dan sadece numune olarak bir-iki parça alabildik. Diğer iman esasları için de durum çok farklı değildi.

Risale-i Nur’un tamamı karşılaştırmalı olarak ve dikkatle okunduğunda, farklı risalelerin gök kuşağının muhtelif renkleri gibi birbirini tamamladığını ve farklı renteki o parlak ışıkların hepsi birden gönül prizmanızdan geçtiğinde ise imanın parlak ve bembeyaz nurunun tüm ihtişamı, güzelliği ve mükemmelliğiyle arz-ı endam edeceğini ifade etmek isteriz.

Buna ilave olarak, kitabımızın buraya kadar olan tüm izahları, Kur’ânî hakikatlerin doğruluğunu gösteren deliller ve aklî çıkarımlar olduklarından, o hakikatleri insanlık âlemine getiren Kur’an’ın dahi hakkaniyetine çok parlak deliller hükmündedirler.

Daha önceki çözümlemelerimizde iman esaslarının her birinin bölünmez bir bütün olduğunu ve her birinin diğerine hem delil, hem netice olduğundan bahsetmiştik. Eser metnindeki birinci noktada aynı yerden hareketle Kur’ân’ın doğruluğunu ve mucizeliğini gösteren tüm delillerin Kur’ân’ı tebliğ eden peygamberin (A.S.M.) doğruluğunu netice verdiği ve peygamberin (A.S.M.) davasının doğruluğuna ait bütün delillerin de Kur’ân’ın hakkaniyetini ve Allah’ın sözü olduğunu netice vermesi gerektiği ifade ediliyor.

Bunun aksi düşünülemez. Çünkü Allah’ın sözü olduğunu tüm insanları aciz ve hayran bırakan edebiyatıyla ve kâinat hakikatlerine dair şaşırtıcı beyanlarıyla gösteren bir kitap, yalancı ve sahtekâr birini doğru sözlü ve gerçek bir peygamber olarak bildirir mi hiç veyahut (haşa yüz bin defa haşa) böyle Allah’a karşı iftirada bulunan ve yalan söyleyen birinin elinden böylesine mucizeli bir kitap çıkabilir mi?

Hem hala daha medeniyetin bir kısmının seviyesine ulaşamadığı muazzam sağlık tavsiyeleriyle, toplumu ve insanı yeni baştan inşa eden tespitleriyle bir fazilet medeniyetine kaynaklık eden söz ve davranışlarıyla ortada olan mükemmel ilmî yeterliliğinin ve tartışılmaz yükseklikteki güzel ahlakının ve hiçbir peygamberin yetişmediği çeşitlilik ve sayıdaki mucizelerinin şahitliğinde gerçek ve büyük bir peygamber olarak samiyetle kabul edilen birinin elinde, gerçekte Allah’ın sözü olmayan ve safsatalardan ibaret hikâyelerden kurulu yalan ve yanlışlarla dolu bir kitap bulunsun ve hayatını feda ettiği ve tüm servetini harcadığı büyük davası olan İslam dini için en doğru kaynağın, en ciddî delilin ve peygamberliğinin en büyük mucizesinin bu asılsız kitap olduğunu iddia etsin ve bunun böyle olduğunu da dost-düşman herkese kabul ettirmiş olsun!

Böyle bir şey hiç mümkün olabilir mi? Evet o Kur’ân denilen harika kitap peygamberin (A.S.M.) en büyük mucizesi olduğu gibi, Kur’ân’ın dahi en büyük mucizesi ve delili o peygamberdir (A.S.M.).

Eser metnindeki ikinci noktada bahsedilen ve Kur’ân’ın insan ve toplum hayatıyla ilgili gerçekleştirdiği değişimleri, ciltlerle kitaplar anlatamaz, eksik kalır. Bir kitabın insanın hayatını değiştirebileceği söylenir.

Fakat öyle bir kitap hayal edin ki, bu değişim hayatın tek bir boyutuyla sınırlı kalmasın. Aklınıza tükenmez bir ilim hazinesi açtığı gibi, kalbinizin en derin ihtiyaçlarını tatmin etsin, güzelliğine hayran kaldığınız sanatlı her bir mevcutta ruhen bir yükseliş imkânı versin, hayalinizin en ileri noktalarında muazzam ufuklar açtığı gibi, gördüğünüz her şeyin manevî şeklini de sonsuza kadar değiştirsin ve size ebedî bir hayatın ve bitmez bir saadetin kapılarını ardına kadar açtığı gibi dünya hayatınızı da düzen altına alsın, gerçek mutluluğun ve anlamlı bir hayat sürmenin sırrını doğru olarak bildirsin, hem şahsî hem sosyal hayatın ve hem de milletler arası hukukun en temel ve hayatî prensiplerini ders versin ve her zamanda her tabaka insana muhatap ve onlara daimî hayat rehberi olsun.

İşte böyle mucizevî ve eşi benzeri olmayan ve Allah katından gönderildiğine kendi kendine delil olan bir kitap olarak, Kur’ân’ın asırlar boyunca süren her türden insan tabakaları üzerindeki bu manevî hâkimiyeti olağanüstü bir hadisedir. 

Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı Ders Videosu: (Harika Bir Kitabın Olağanüstü Manevî Hâkimiyeti) https://youtu.be/2PcJwTjlt4A

Not: 4 Şubat 2017 Ct. 16.15 tarihinde sunulacak “Ebedî Hayatın Varlığının İspatı-4 / Dirilen Yeryüzü (10.Söz İzahı)” dersimizin detaylarına https://risaleinuregitimprogrami.com  adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.