Has dostluklar zaman zaman dinlendirilmek ve demlendirilmek ister. Dinlendirilmeyen, demlendirilmeyen dostluklar derinleşmez, enfüse nüfus etmez, satıhta kalır, yüzeyde akar.
Ay dost, devamlı dolunayda değildir; bazen hilal olur, bazen yarı ay, bazen de gayb olur. Özletir, gözletir, bekletir kendini… Özleterek haslaşır, bekleterek derinleşir, gözleterek demlenir. Hamlıktan pişmeye, pişmeden yanmaya, yanmadan aşka yol alır, aşka yol gösterir, aşka yol olur…
Ayın hiç vefasızlık gösterdiği görülmüş müdür? En kesif karanlıkta bile gülümser o. Dostluğun edebi, edebin dostluğu ile döner durur, hayır durmaz sadece döner. Dönmesi, dönüşmesi; devamlı dostluğadır, kesintisi bile kesintisizliğedir, görünmemesi bile görünmek içindir.
Dost canlara gülümser, can dostlar canının içini görür onda. Akışkanlıktır, değişkenliktir, devinimdir dostluğu canlı ve diri tutan. Ayın halleri dostluğun gökyüzüne çizilmiş resmi, dizilmiş desenidir.
Acılarla perçinlenir, kederlerle kenetlenir, elemlerle dağlanır, bağlanır dostluklar… Rahatlık, genişlik, mutlulukta çok olan arkadaşlar bir keder rüzgârda dağılıverir gider; geriye birkaç dost kalıverir, onun içinden de has olanları, onun içinden de hasın hası.
Ay gibi aydın dostluk yakamozlardan, ondan önce gölgelerden geçer; gölgeler olmasa gerçek dost nasıl ayırt edilir, nasıl anlaşılır? Gölgesi kendinden büyük, küçük insanlarla ne kadarlık mesafeye kadar yolculuk yapılır? Kilometre, ay, yıl… Bir ömür geçer mi gölgelerle?
Kaç ay vardır gökyüzünde? Ya insan da kaç yürek? Ay ile ayna karşıya gelmemişse, dosta karşılık dost bulunmamış, gölgelerle oynanıyordur elan. İnsanın bütün ihtiyaçlarını karşılayan kalbine karşılık bir kalp bulmak değil midir?
Böyle bir arayış içinde geçmemiş bir hayat yaşanmışlıktan sayılır mı? Kaç ömür geçse de boş ömürdür böylesi ömür. Kaç ömürde, kaç yılda, kaç ayda, kaç anda bulunur dostun hası? Ömürde, yılda, ayda, anda gizlidir O. Ay kadar da yakın, ay kadar ayan, ay kadar berrak ve nettir de… Göğü gören bir göz, semayı delen bir basiret lazım; onu bilmek, onu bulmak, onu anlamak için.
Aklı dinlendirmeli, kalbi demlendirmeli ki O dost beklenilsin, o dost gözlenebilsin, o dost özlenebilsin. Gölgeler garabetinde mahpuslara diyebileceğimiz bir şey var mı?