'Hatıra Nurculuğu'nu bırakalım artık!

Risale-i Nur'un önündeki en büyük engelin "hatıra nurculuğu" olduğunu ileri süren Yükselten'den özeleştiri

Risale Haber-Haber Merkezi

"Uzun bir süredir neredeyse hatıraların, Risalelerden daha ön planda olduğu bir durum yaşanıyor. İçtimai ölçüler Risalelere göre değil de, hatıralara göre şekillenir oldu. Adeta bir hatıra nurculuğu akımı ortaya çıktı."

Bu sözler yazar Hasan Yükselten'e ait. Bir anlamda tepki veya özeleştiri olarak anlaşılabilecek ifadelerde Yükselten, "tefekkürün" azlığından şikayet ediyor.

Risale-i Nur'un önündeki en büyük engelin "hatıra nurculuğu" olduğunu ileri süren Yükselten, "Bugün Risale-i Nur’ların ve Bediüzzaman’ın kapalı bir dille adeta 'nurcunun nurcuya propagandası' şeklinde anlatılması ve hatıra nurculuğunun revaç bulması, Risale-i Nur’ların önündeki en büyük engellerden biridir kanaatindeyim" dedi.

Nur talebelerinin önemli bir kısmının Risalelerden çok hatıralara ilgi duyuyor olmasının ciddi bir zaaf olduğuna dikkat çeken Yükselten, "Hatıra Nurculuğunun diğer bir tehlikesi de, saff-ı evvel ağabeyleri şeyhleştirmek gibi, onların da asla arzu etmediği ve istemediği durumları netice verme ihtimalidir. Elbette ki, hayatlarını davalarına adamış, bu uğurda nice çilelere göğüs germiş, sahabe mesleğinin bu zamandaki önderleri olan hakikat kahramanı ağabeylerimize hürmette kusur etmemeliyiz. Ancak, Bediüzzaman ‘mesleğimiz tarikat değil’ derken, kendisinin şeyh olmadığını söylerken, bugün bizlerin ‘şeyh uçmaz mürit uçurur’ sözünü teyit edercesine, Üstad’ın talebelerini şeyhleştirmeye, onları kusursuz şahıslar gibi görmeye ne hakkımız var? Bu, en başta o Ağabeylere, sonra da Risale-i Nur mesleğine yapılmış bir haksızlık değil midir?  Bu anlayışın neticesi, şahsını hep geri planda tutmaya çalışan Bediüzzaman’ı tabulaştırmaya kadar götürebilir ki, bir fikri yok etmenin en kolay yolu da o fikri tabulaştırmaktır" görüşlerini aktardı.

Nur talebelerinin önceliği olan Risale-i Nur'u anlatmak için "hatıra yazma merkezlerine değil, fikir üretme merkezlerine ihtiyaç" bulunduğunu vurgulayan Yükselten, "Çünkü Nura muhtaç insanları hatıralarla değil, ancak fikirlerle ikna edebiliriz. Dolayısıyla içe dönük hatıra çalışmalarından çok daha fazlasını, dışa dönük fikir çalışmaları için sarf etmeliyiz" dedi.

Yükselten'in bu sözlerinin nasıl değerlendirileceği merakla bekleniyor.

Hasan Yükselten'in "Hatıra Nurculuğu" yazısı için TIKLAYINIZ

Özel Haberleri