Merkez ilçeye bağlı Çağlı köyünde yaşayan 7 çocuk ve 7 torun sahibi Bayram, babası tarlada çalışmasını istediği için okula gidemedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde başlatılan okuma yazma seferberliğini anlatmak için evine gelen görevliler sayesinde yıllar sonra öğrenci olmaya karar veren Bayram'a, Zonguldak Fatih Halk Eğitim Merkezi'nce öğretmen görevlendirildi.
Tarlasındaki günlük işlerini yapmasının ardından evine gelen kurs öğretmeni Beytullah Çerkeşlioğlu'ndan okuma yazma öğrenen Bayram, okumanın yaşı olmadığını göstererek, azmiyle herkese örnek oluyor.
"Şimdiki aklım olsa dövülsem bile okula kaçardım"
Havva Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okula gitmeyi çok istediğini ama hiçbir zaman bu hayalinin gerçekleşmediğini söyledi.
Babasının tarladaki işler nedeniyle kendisini okula göndermediğini anlatan Bayram, "Okula gitmeyi çok istedim ama yollamayınca nasıl gideceğim? Yollamadılar ki. Büyük kız kardeşimi okutmuşlar babam diğerlerimizi okutmadı. Bana ceza verdi de okula göndermedi." dedi.
Bayram, okuma yazma bilmediğinden başkalarından yardım istemek zorunda kaldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Eşim hastalandığında okuma yazma bilmediğimden dolayı başkalarından yardım isteyip telefon etmelerini istedim. Cahillikten zor bir şey yokmuş ama okula göndermediler, ne yapayım? Adres öğrenmek istediğimde arkadaşlarıma sorup öyle gidiyorum. Bilemeyince başka ne yapacaksın ki? Okumayı çok isterdim ama yollamadılar, sebep oldular, okutmadılar. Bazı zamanlar zoruma gidiyor, şimdiki aklım olsa dövülsem bile okula kaçardım."
Okuryazar yaşıtlarını gördükçe okuyup yazamamanın üzüntüsünü yaşadığını ifade eden Bayram, okuma yazma bilmediği için birçok şeyden geri kaldığını dile getirdi.
Havva Bayram, gençlerin okuma yazma bilmesinin kendisini mutlu ettiğini kaydederek, en çok Kur'an-ı Kerim'i okumak istediğini sözlerine ekledi.
"Okumayı yazmayı bilememek onların içinde ukdedir"
Kurs öğretmeni Beytullah Çerkeşlioğlu da Bayram'ın ilerlemiş yaşına rağmen büyük bir şevkle okuma yazma öğrenmek istemesinin öğretmen olarak kendilerini mutlu ettiğini ve bu durumun mesleği iliklerine kadar hissetmesini sağladığını belirtti.
Kentte okuma yazma bilmeyen kalmayana kadar çalışmaları sürdüreceklerini anlatan Çerkeşlioğlu, "Okumayı yazmayı bilememek onların içinde ukdedir, yaradır. Bu şekilde bu yarayı, ukdeyi gidermiş oluyorlar, çok mutlu oluyorlar. Televizyona baktıklarında kimseden yardım almıyorlar ya da hastaneye gittiklerinde kimseye, 'Benim sıram kaçta?' diye sormuyorlar. Bunları becerebiliyorsak bizler de mutlu oluyoruz." diye konuştu. aa