Hayat Dersleri (IV)

Abdulkadir MENEK

İnsanlar nefsani cihet itibarıyla dünyanın zevklerine ve heveslerine eğilim gösterir, hilelere çabuk aldanırlar. Oysa bütün bunların fani ve temelsiz olduğunu akıldan çıkarmamalı, ebedi ve kalıcı lezzetlere yönelmeli ve bunların müşterisi olmalıyız.

**********

Geçip giden hayallerin ve maziye gömülen ideallerin arkasından kaybolmamak ve seraplara karışmamak gerekir. Çünkü hayat devam ediyor. Yeni hayaller ve yeni ideallerle yolumuza devam etmeli, heyecan ve hizmet aşkımızı asla kaybetmemeliyiz.

**********

Dostlarımızın ve güvendiğimiz insanların ihanetine uğramak, düşmanlarımız tarafından hançerlenmekten daha ağır ve daha acıdır. Düşmandan beklediğiniz sizi şaşırtmaz. Dostların ihanetinin elemini, bir ömür boyu yüreğinizde hissetmeye devam edersiniz.

**********

Rabbimizin emanetini, son nefesimize kadar emrolunduğumuz gibi korumak ve rıza üzerine hakiki sahibine iade etmek; buzlar üzerinde, hiç durmaksızın bir ömür boyu düşmeden koşmaktan daha zordur. Bunun için de ihlas ile Rabbimizin himaye ve şefkatine sığınmalıyız.

**********

Görevler, ehliyet ve liyakat sahibi olmayan insanlara tevdi edildiği zaman, ahenk ve başarı ihtimali daha işin başında iken heba edilmiş olur. Çünkü hak etmediği görevlere gelenler, kendilerinin önünü açmak için, daha işin başında iken kendilerine bu yolları açan insanları harcamanın ve saf dışı etmenin yollarını ararlar.

**********

Birbirlerine muhabbet, uhuvvet ve tesanüt duyguları ile bakmayanların bir araya gelmesi ile meydana gelen topluluğa hakiki manada bir cemaat denilemez. Cemaat; fertlerin ruhen ve fikren tam imtizaç etmesi ile oluşur ve bu duyguların canlılık ve dinamizmini tam olarak koruması ile devam eder. Aksi halde bu beraberlikten hayırlı ve semeredar hizmetler beklenemez.

**********

İman ve Kur'an hizmetimi yaparken başka insanların memnuniyet ve rızalarını ölçü olarak kabul edenlerin başarılı olması mümkün değildir. Çünkü böyle bir memnuniyet arayışının olumlu karşılık görmesi mümkün olmadığı gibi, vicdanlarda da asla ma’kes bulamaz. Ayrıca, Allah rızasını da netice vermesini beklemek de zaten söz konusu olamaz.

**********

İman ve Kur'an hizmetini esas maksat olarak kabul edenlerin, hareketlerini muhabbet, uhuvvet ve ittihat üzerine bina etmeleri gerekir. Bazı hizmet elemanlarına karşı ön yargılı bakış ve tereddüt üzerine kurulu bir yaklaşım söz konusu olursa, hizmette muhabbet ve beraberliğin devam etmesi mümkün değildir.

**********

Bir ideal ve hizmet için bir yola beraberce koyulmaya karar verenler, yalnız ve yalnız ulaşacakları hedefe yoğunlaşmalı, bu hedeften alıkoymaya dönük oyun, hile ve tezgâhlara karşı da çok uyanık olmalıdırlar. Eğer maksat İlahi rıza olan hedefe ulaşmak ise, buna mani olabilecek bütün engeller, gayret ve samimiyet ile bertaraf edilmelidir.

**********

Müminin en belirgin vasıflarının başında, sabır ve sükûnet gelmektedir. Hadiseler karşısında soğukkanlılığı muhafaza ederek teenni ve itidal ile hareket etmek gerekir. Öfke ve saldırganlık duyguları ile, insanların müspet bir neticeye ulaşmaları mümkün değildir.

**********

İman ve Kur'an hizmetini, temel prensiplerden taviz vermeden, azim ve kararlılıkla devam ettirmek gerekir. Bu prensiplerden taviz vermemek şartıyla; şefkat, hoşgörü ve kucaklayıcılık esaslarını mümkün olduğu kadar uygulamaya çalışmak da hizmetin başarı ve selameti için şarttır.

**********

Bir mümin veya cemaat, harekât ve hizmet metodunu, başka bir mümin veya cemaate zarar verecek şekilde belirleyemez. Böyle bir tarz uygulayanların, İlahi mahkemede hesap vermelerinin çok müşkül olacağı izahtan varestedir. Mümin, mümine zarar vermek, hele böyle bir maksat için İslam düşmanları ile birlikte hareket etmek zilletine düşmektense, ölmeyi tercih etmelidir.

**********

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.