İfrat ve tefritten uzak kalarak, muhabbetimizi ve husumetimizi inancımız şekillendirir ve yönlendirirse, Rabbimizin rızasına mazhar olabiliriz. Ancak bu duygularımızı nefsin eline verir ve onun kontrolüne terk edersek, maddi ve manevi zararlara yuvarlanır ve perişan vaziyetlere duçar olabiliriz.
***
Her şeyden önce bu dünya hayatının bir vasıta olduğunu, esas olanın ebedi ahiret yurdunu kazanmak olduğunu hiç bir zaman akıldan çıkarmamamız gerekiyor. Geçici ve ölüme mahkûm bu dünya hayatını esas maksat yapanların, ahirette kazanacakları ancak ve ancak azap ve cehennem olabilir.
***
Hayatın zorlukları ve insanların önüne konan engeller; tekâmül etmek, azim ve kararlılık gücünü kazanmak ve geliştirmek içindir. Bu duyguları yaşayarak gelişen ve terakki eden insanlar için hayat çok daha anlamlı ve çok daha güzeldir.
**
Dava adamı, davasına olan inanç ile hayatını yönlendirir ve şekillendirir. Hayatını davasına adayarak devam ettirir. Davası ile boyanmamış bir hayatı çok anlamlı bulmaz. Çünkü ideali olmayan bir hayatın yaşanmaya değer olmadığını bilir.
***
Davası ve idealleri büyük insanlar, geçici ve dünyevi rahatlık ve menfaatlere zerre kadar önem vermezler. İdeallerinin tahakkuku ve davalarına hizmet, onlar için bütün dünyevi maksatlardan daha önemlidir.
***
Ölmek için bu dünyaya gönderilen insanlar, dünyanın cazibesine ve nefsin hilelerine kapılarak, sanki ebedi yaşayacakmış gibi bütün himmet ve gayretlerini bu faniye harcamaktadırlar. Müflis ve kimsesiz bir şekilde kabir âlemine gitmeden önce, aklımızı başımıza almamız gerekmez mi?
***
Biz sevdamızı Rabbimize ve O'nun sevdiklerine yöneltmeliyiz. Başka mahbuplar, bize ancak ve ancak acı ve ızdırap verebilirler. Ebed yolculuğunda kendilerine herhangi bir faydası dokunmayanların, bize bir yardımlarının olabileceğini düşünmek abestir.
***
Zamanı en güzel şekilde kullanarak hayır ve güzellikler ile doldurmak gerekir. Geriye dönüşü ve telafisi mümkün olmayan geçmiş zamana bakıp hayıflanmamak için, zamanın Yaratıcısının emir ve talimatlarına uymamız gerekir.
***
Hayat yolculuğu iniş ve çıkışlarla doludur. Yolunuz bazen gül bahçelerinden geçer, bazen de dikenlerle kaplı mesafeleri kat etmek zorunda kalırsınız. Fakat neticeye yoğunlaşan insanlar, ne gül bahçelerinin cazibesine kapılırlar ve ne de dikenlerin acısına takılırlar. Onlar hedeflerine doğru yürümeye devam ederler.
***
Dava adamının dünyasında ümitsizliğin yeri olamaz. Böyle zamanlarda çok büyük zorluklar ve yokluklar içinde başarıya ulaşmış dava adamlarının azim ve kararlılıklarını hatırlamak ve rehber edinmek gerekir. O zaman zaferin ve başarının çok yakınımızda olduğunu görebiliriz.
***
Rabbimizin rahmeti, her türlü beşeri ikram ve lütfun fevkindedir. İsteyenler Allah'tan istemeli. Ondan başka kimsenin minnetini almaya değmez. İnsanlar ikram ve iyiliklerini çok pahalı satarlar.
***
Bin bir iddia ve umutlarla beraber yola çıktığımız arkadaşların ihanet ve gadrine uğramak çok acıdır. Fakat fikir ve dava adamları her olaydan bir ders çıkararak, başarıya olan inançlarını kaybetmeden sebatla yollarında yürümeye devam ederler.
***
Başarmak inancını ve azmini canlı tutarak yollarına devam edenler, neticede mutlaka kazanırlar. Böyle bir heyecan ve inanç ile bir ömür geçirmenin lezzet ve güzelliği dahi, başlı başına büyük bir zafer değil mi?