Bizleri daima kötülüğe ve günahlara sevk eden hain ve hilekâr nefsimizin çirkin tuzaklarına düşmemek için, samimi bir şekilde ve gayretle, bizleri çok seven Rabbimizin rahmet ve himayesine sığınmalıyız. Kendimize güvenir ve gaflette bulunursak, akıbetimizin hüsran olacağını akıldan çıkarmamamız gerekir.
**********
"Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olarak" bütün ömrümüzü geçirmek ve bu şekilde Rabbimizin huzuruna varmak, elbette kolay bir amel değildir. Bunun için her anımızı dikkatle yaşamamız ve her adımımızı düşünerek atmamız gerekir. Böyle bir hayatın mükâfatını tahayyül etmemiz bile mümkün değildir.
**********
İniş ve çıkışlarla dolu olarak önümüze serilen bu uzun hayat yolculuğunu, Rabbimizin rızasına uygun olarak tamamlayabilmemiz için, daima pür dikkat olmak zorundayız. Şeytan ve nefsimizin yolumuza döşedikleri tuzaklara düşmemek için, ihlas sığınağına sarılmaktan başka bir çaremiz var mıdır?
**********
Hakiki manada muhabbet, hoşgörü ve kardeşliğin hâkim olduğu bir dünya kurmak ve böyle bir zeminde Allah rızasını tahsil etmek için ihlas ile çalışmak, her müminin görevleri arasındadır. Bu zamanda böyle bir görev, vazgeçilmezdir.
**********
Hayatı güzel ve anlamlı kılan değerlere ve hasletlere sahip çıkmalıyız. Bunu da, hayatı verenin emrettiği çerçevede yaşamakla temin edebiliriz.
**********
Bize teslim edilen bu mukaddes emaneti, teslim edenin emir ve rızası dâhilinde kullanarak, günü geldiğinde sahibine iade etmekle vazifeliyiz. Emanete ihanet manasına gelebilecek bütün tavır ve davranışlardan özenle kaçınmalıyız.
**********
Hakta sebat ile hizmette devam ve metanette, asla gevşeklik göstermemek gerekir. Bu büyük vazifede verilecek tavizler, ancak şeytanı memnun eder ve hizmet ehli insanları zamanla büyük bir tembellik ve rehavete yuvarlayabilir.
**********
Ȃli ruhlu insanlar, hak ve hakikatin revaç bulmasından ve yücelmesinden büyük bir mutluluk ve lezzet duyarlar. Habis ve süfli ruhlu insanlar ise, böyle bir durumdan büyük bir azap duyar, kıvranır ve bu rahatsızlıklarını çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak ortaya çıkarırlar.
**********
Ahır zamanda müminler arasında meydana gelen ayrılık ve fitne hareketlerine karşı azami dikkat ve azami ihtiyat gerekir. Hadislerin de işaret ettiği gibi, böyle bir zamanda yaşayan bizim gibi aciz ve fakir insanlar, sünnet-i seniyyenin sağlam ve metin kalesine sığınmalıdırlar.
**********
Biz hayatın anlam ve maksadını unutmadan, hayatı verenin rızasını tahsil etmeye dönük bir ömür geçirmek için niyet ve gayretimizi her şekilde devam ettirmeliyiz. Bundan sonrası rahmet ve kerem sahibi olan Rabb'imize aittir.
**********
Müminler, dünyevi menfaat ve maddi beklenti gibi düşünceler içinde olmamalıdırlar. Bunlar gelip geçici hususlardır. Hakiki bir iman ile donanmış insanlar, fena ve fani şeylere gönüllerini bağlamaz, ebedi ve sevilmeye layık olana yönelirler.
**********
Müminler, dünyanın fena ve çirkin yüzüne kapılmamak için, nazarlarını bekaya ve Baki'ye yöneltir ve yoğunlaştırırlar. Baki olan Allah'a istinat etmekle, ebedi saadet diyarına yönelmenin neticesinde, rıza ve saadet kapısını aralamak mümkün olacaktır.
**********
Hayatı anlamlı kılan inancımızı yaşamak ve bununla hemhal olmak için, azim ve kararlılığı elden bırakmamamız gerekir. Çünkü azim ve kararlılığımızı bozmaya yönelik şeytani ve nefsi tuzak ve hilelerin ardı arkası kesilmez.
**********
Büyüklüğünü ihata edemediğimiz şu koca kâinatta, küçük bir nokta kadar ehemmiyeti olmayan bu dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insandan birisi olarak, kalbimizin ve ruhumuzun huzur ve sükûnetini, ancak ve ancak bu kâinatın sahibine iman ve iltica ile bulabiliriz.