Geçecek seferi nihayet bitiririz ama
Sonunda bitip tükenmeyecek bir sefer gelecektir.
Gideriz nur yolu izde gideriz
.
Revan olmak yola koyulmak .Her adımın öncesine sığdırdığımız ne kadar hayal varsa sonrasında da o kadar gerçek.Başlamak, karar vermek ve adım atmak Sınamaya ve sınanmaya doğru bir hamle İnsan sınanmaktadır, yol; sınamadır, yoldaşımız da .Ağlayarak başlar imtihanımız Haykırışlarla çıkarız yolculuğa..
Ne yolun ne kadar uzun olduğunu biliriz, ne de ne kadar zaman yürümemiz gerektiğini.Varacağımız yer ise niçin yola çıktığımıza ve şu anda nasıl yürüdüğümüze göre değişir. Zira herkesin hicreti niyet ettiğinedir. Ve yürüyüşümüzün şekli de niyetimizle belirlenir.Gerçekler bazen set olur önümüzde.. Hayallerimiz tutar ellerimizden tasarlayamadıklarımızla karşılaşırız.Kimi zaman da yola düşmek umut verirken yolda kalmak korkusuyla kalakalırız.Vesveselerimiz tümsek işlevi görüp,ayağımıza takılır. Düşmemek ve hayallerimizi kesmemek için atacağımız tek bir adımdır.
Peki nereye gidiyor insan? Bazen göre göre ışığa,bazen ise köre(le) köre(le) karanlığa!... Kimileri küçücük bir ışık süzmesinin ellerine tutunarak aydınlığı adımlar. Zekasıyla, ilmiyle, sarsılmaz hakikatleriyle ilerde olan nice insan, kendilerine sunulan fırsatları kullanmayı görev addederek ışık huzmesinin menbaına ulaşırken,kimileri de kendini bu imkandan mahrum bırakıp sıkıştırıldıkları daracık alanlarda münzevi bir hayat yaşamaktadırlar.Halbuki yola gönüllü olmak demek katedeceğin mesafenin omzuna yükleyeceği yükün altında ezilmemeyi, o yükü kenara bırakabilmeyi bilmekte gizlidir.Zira bulanlar arayanlardır ümidini fısıldayan bir ses vardır. Ara ve bul diye dileyen, oku diye emreden, Seni yola koyan Biri diler, işini yoluna koyup yola koyulmanı.
Ezelle ebed arasında öyle geniş ve uzun bir deveranda açarız ki kanatlarımızı büyüdükçe büyür sınırlarımız Rahm-ı Mâderden dünya segâhına düştüğümüz an arar birini gözlerimiz. Bir eve doğuştan başka bir şey midir ki dünyaya gelişimiz? Evimiz, hol, salon, oturma odası dar gelir sığmayız kabımıza büyüdükçe ufkumuz. Pencerelere koşarız. Pencerelerden kapılara uzanan bakışlar uzar gider ara sokaklara Evimizin kalbimizi saran kolları bırakır bizi yavaş yavaş. Evimizin kalbimizi saran kolları bırakır bizi yavaş yavaş eve dönüşler gecikirken dışarıda kaldırımlarda arşınlanan taşlar oyalayan doyuran şeyler haline bürünür. Ne yol tükenmek bilir, ne bir insan görünür Beden sürüklendikçe, yavaşça akar zaman, koynunda sızıyla can, gölge gibi sürünür Ve zamanla yollarda birer ben toplarız. Başkalarını parçalar ben kavramının içini onlarla doyururuz. Her yola çıkışta bize yani bene biraz başkası kalır.
Yolculuk; zamanla aranan şeyden çok aramanın kendisi olur. Yola çıkan insan için, yol artık geride kalmıştır.Ne burada ne orada olmak ve kalmaktır. Sadece ikisinin arasında durmaktır. Ömrümüzün hangi yaşını yürüyorsak yürüyelim, hayat; sonu, asla yürüyenleri tarafından bilinmeyen, hep uzaklardaymış gibi görünen bir yol gibi uzar gider ufka doğru. Bunca kalabalığa, gürültüye rağmen bazen kendi adımlarımızın sesinden başka sesi duymaz, kendimizden başka bir canlının nefesini işitmeyiz yeryüzünde!
Velhasıl yolculuğa; insan olarak doğmakla başlarız insan olmak ve kalmak için Yürümek hareket etmenin üzerinde insanı kalmaya ulaştıran bir şeydir. Yola düşer insan düşer içinden içine doğru. Anlar insan derin bir nefestir encamı hayatın. Anlar kemali olmaz zevali olanın.Gün gelir vurur kapıyı ayrılık Hayat çeker kalbine doğru toprağın.Yol bitmez ve yolculukta.Ölüm,son(lan)mayan durak, şakası yoktur insana Biter (miş) gibi yapar yolcuya
Ve yaşlı bir adamın dökülür dudaklarından netametli bir fısıltı yolcuya;
Evlat! Bırak, deniz aksın, dalgaları kıracağım diye uğraşma, bırak esin rüzgar, rüzgarı durduramazsın,yolu yaşa.hemen varmak isteme menziline,beklemek erdirri insanı yerin sırlarına
.
Delikanlı sakallarıma, gözlerimin altındaki morluklara,bükülen belime,daralan nefesime,kesilen sesime bir daha bak!
Ve sakın bu yoldan ilk geçenin sen olduğunu düşünme!....
Hakikate tutunmak suretiyle hakiki insanlar olma çabamız adına yolda olmak niyetiyle.Nitekim yolunu yitiren, yolculuktan fazlasını yitirmiştir.
Hayırlı yolculuklar!