Bir doktor okuyucum yazıyor: "Son zamanlarda bazı televizyon kanallarında (TRT ana haber bülteni dahil) helal gida sertifikası veren bir takım kuruluşlar gösterildi. Biz muhafazakar kesim olarak et ve et ürünlerinde bir takım islami hassasiyetleri gözetiyorduk; ancak et ve et ürünleri harici gıdalarda helallik ne anlama geliyor? Doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Örneğin bir helvanın üzerinde "içeriğinde domuz yağı yoktur" ibaresi bizim için yeterli değil mi? Zaten bir çok kuruluşun gıda sertifikası aldığı bir (İSO, HACCP gibi) kurum var.
Bu durum haksız rekabet doğurmaz mı? %90'ı müslüman olan bir ülkede market raflarında üzerinde "helal gıda" ibaresi olan her ürün tabi ki diğerine göre her zaman için daha çok tercih sebebi olacaktır. Üstelik bu ürünleri alan sıradan vatandaşta "aileme ve çocuklarıma helal gıda yediriyorum" gibi yanlış bir inanış olmaz mı? Önemli olan ürün karşılığında ödenen (kazanılan paranın) helalliği değil midir? Dolayısıyla helal gıda sertifikası ile para kazanmak helal midir? Bunun yerine "içeriğinde domuz yağı yoktur" ibaresini doğrulayan bir kuruluş daha mantıklı değil midir?
Bu konuya kendi köşenizde de değinirseniz seviniriz."
Müslümanların, hayatın her alanında dinlerini uygulmaları, dinin emir ve yasaklarına uymaları, olması gereken bir davranıştır. Dinin emirlerinin, hükümlerinin büyük bir kısmının hikmeti (niçin böyle buyurulduğu, niçin helal, haram, farz, mubah... kılındığı, ne faydası veya zararı olduğu) insanların akıl ve tecrübeleriyle bilinir. Ama beşeri bilgi araçlarının ulaşamadığı bir varlık âlemi de vardır; dünyada iken cinler, melekler, ruhlar, insanların yapıp ettklerinin bunlara tesiri... sıradan insanlara verilen bilgi vasıtalarıyla bilinemez. Ölüm ve sonrasında olacakları da akıl, bilim ve tecrübe ile bilmemiz mümkün değildir.
Bu gerçekten yol çıkarak, buradan bakarak "helal-haram" konusuna girmek, hikmeti anlamak istediğimizde mesela "besmele çekilmeden veya Allah'tan başkasının adı anılarak kesilmiş bir hayvan etinin niçin (hangi fayda veya zarar sebebiyle) murdar ve yenmesinin haram olduğunu bilemeyiz. Ama yemekten önce ve sonra ellerimizi, ağzımızı yıkamanın, dişlerimizi misvak ile temizlemenin, niçin sünnet olduğunu, su ve yemek kaplarının ağızlarının açık bırakılmasının niçin mekruh olduğunu, bir borç ilikisi kurduğumuzda bunun yazılmasının, şahit tutulmasının, rehin alınmasının niçin emredildiğini, faizin niçin haram kılındığını... aklımızla, beşeri bilgi araçlarımızla biliriz ve anlarız.
İnsanı sarhoş eden, uyuşturan maddeleri vücuda almanın niçin haram kılındığını anlıyoruz; ama mesela domuz etinin niçin haram kılındığını anlamıyoruz, bilmiyoruz. Bu hayvanın mikrop taşıdığı vb. gerekçeler tatmin edici değil. Şu halde "Bunca nimeti helal kılan Allah, bu hayvanı haram kılmıştır ve ben bir kul olarak sebebini bilmesem de ona itaat ederim" demek suretiyle kulluğun gereğini yerine getirmiş olurum; bu haramın da hikmeti bu teslimiyet ve davranış olur.
Haram gıda yalnızca haram kılınmış nesneler ile bunların karıştığı yiyecek ve içeceklerden ibadet değildir. Gıdayı almak için ödediğimiz paranın da helal yoldan kazanılmış olması şarttır. İşte bu konu ile sorudaki diğer konulara da gelecek yazıda yer verelim.
Yeni Şafak