YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, "Gerekirse hukuku da dolanacağız." diyerek, hukukun alacağı her karara karşı, hilesiz çözüm yollarının olduğunu söyledi. Yapılacak yeni düzenlemenin ana hatlarıyla iptal edilene paralel olacağını belirten Özcan, sınav sisteminin ana hatlarıyla aynı olacağını ve 2010'daki sınav tarihlerinin değişmeyeceğini açıkladı. Düzenlemenin 17 Aralık'taki YÖK Genel Kurulu'nda görüşüleceğini hatırlatan Özcan, 'B, C, D ve E'ye kadar planları' olduğunu ifade etti. Yasal bir düzenlemeye gerek olmadığını ve bunun kendi işleri olduğunu vurgulayan Özcan, "Biz hallederiz." dedi. Özcan ayrıca katsayı meselesiyle gündeme gelen 'imam-hatip liselerinin genel liseye çevrilebileceği' şeklinde bir düşüncesi olduğunu, ancak bu konuda yetkinin kendilerinde olmadığını dile getirdi.
Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'ndeki sosyal tesislerde düzenlediği toplantıda YÖK Başkanı, Danıştay kararından sonra "kendilerine düşeni çarçabuk devreye sokmayı'' planladıklarını ifade ederek, "Bizim hile yapmamıza gerek yok, hukuku dolanmayız.'' dedi. Özcan, "Bunu baştan biliyorduk, her şeye hazırlandık." dedi. Özcan, "katsayı farkı aralığının daraltılmasının da alternatiflerden biri olduğunu'' ifade etti. Düzenlemelerle 'tüm meslek okullarındaki öğrencilerin üniversiteye girmesinin peşinde olmadıklarını' anlatan Özcan, en yeteneklilerinin üniversiteye girmesini istediklerini söyledi.
Yusuf Ziya Özcan, katsayı meselesinde gündeme gelen imam-hatip liselerinin genel liselere çevrilebileceği yönünde bir düşüncesi olduğunu belirterek, "Bunları YÖK'te konuşmuş falan değiliz, bunlar benim şahsi düşüncelerim. Ortaöğretimdeki din ve ahlak bilgisi dersi kaldırılabilir, ciddi bir din dersi, seçmeli din dersi getirilebilir, o seçmeli din dersinde veliler neyi arzu ediyorlar, çocuklarının Kur'an öğrenmesini mi istiyorlar, Kur'an öğrenirler, namaz surelerini ve ayetleri öğrenebilirler, temel dinî bilgiler kazandırılabilir, Alevi öğrenciler için Alevi prensipleri dersi olabilir, sınıfta Hıristiyan öğrenci varsa onun ihtiyacını karşılayabilecek Hıristiyanlıkla ilgili bir ders olabilir." dedi.
Katsayı, Danıştay'ın yetki alanından çıkarılmalı
Eğitim-Bir-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu: Katsayı konusu yasayla düzenlenip Danıştay'ın yetki alanından çıkarılmalıdır. Demokratik ülkelerde, yasama ve yürütme kaynaklı insan hakları ihlallerine karşı yargıya sığınılır. Danıştay'ın katsayı kararı; yargının insan hakları ihlaline karşı yasama ve yürütme organlarından medet beklemek gibi hukuk devleti algısıyla ve demokrasi kültürüyle açıklanamaz bir sonucu beraberinde getirmiştir. Hak ihlallerini, vereceği kararlarla sona erdirmesi gereken Danıştay, YÖK'ün katsayıda adaletsizliği gideren düzenlemesinin yürütmesini durdurarak ve yapılan itirazı da reddederek, 'Kimse eğitim-öğretim hakkından yoksun bırakılmaz' ve 'eğitimde fırsat ve imkan eşitliği' ilkelerini yok saymış, eğitim hakkına yönelik açık ve ağır bir ihlalin faili olmuştur. Tercih yetkisi, yasama ve yürütme organına aittir; yargının yetkisi ise, yapılan işlemlerin ve yürürlüğe konulan düzenlemelerin uygunluğunu denetlemekle sınırlıdır. Yoksa yargının yasama ve yürütmenin yerine geçerek yeni bir tercih belirleme yetkisi yoktur. Aksi halde yargı, hakların teminat altına alınması işlevini değil, hakların düzenlenmesi işlevini görür ki, bu durum insan hak ve özgürlüklerine yönelik en büyük ihlaldir. Zira bu durumda ihlal edilen, kaynağını bireylerden alan egemenlik yetkisidir.
Yargı, 28 Şubat'ta alınan kararların değişmesini istemiyor
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop: YÖK'ün itirazının reddedileceğini tahmin ediyordum, bu şaşırtıcı bir şey değil. YÖK'ün yapacağı yeni düzenlemeyi de benim kanaatime göre Danıştay iptal eder. Çünkü Danıştay burada bir hukuki yorum bir tercih yapmıyor. Danıştay'ın burada genel anlamda ideolojik bir tutum içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir ideolojik tutumun da ne olduğunu bilmememiz lazım. Bu tutum; katsayı ile ilgili yapılan düzenleme hukukun şurasına burasına aykırı olduğu şeklinde bir tutum değil. Katsayı ile ilgili 28 Şubat sürecinde alınan kararların değişmemesi' tutumudur. Bunu değiştirecek olan her türlü düzenlemeyi Danıştay iptal edecektir. Burada tek bir ihtimal görüyorum. YÖK, bütünüyle katsayıyı kaldırırsa, hiçbir katsayı getirmeksizin, daha önceki eski kararlar yürürlükten kaldırırsa ve yeni bir katsayı getirmezse o zaman bunu Danıştay'ın iptal etmesi sıkıntı olur diye düşünüyorum. Bunu da iptal edebilir ama diğerleri kadar kolay iptal edilecek bir şey değildir. Bunu iptal ettiğinde eski kararların tekrar yürürlüğe girmesi daha sıkıntılı olacaktır. Aslında katsayıya gerek yoktur. Öğrencilerin ortaöğretim kurumlarından aldığı diploma notları, olduğu gibi aynen aldıkları puana yansıtılır. Yani burada katsayı 1 gibi etkisiz bir şey olur.
Kalıcı düzenleme için fırsat olabilir
Emekli hakim İbrahim Serdaroğlu: Danıştay'ın verdiği karar, kalıcı bir düzenleme yapmak için fırsat olarak değerlendirilebilir. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma gerekçeleri ışığı altında, 2547 sayılı YÖK Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle YÖK'ün yeni bir katsayı düzenlemesi yapması daha sağlıklı olacaktır. Örneğin, alan dışı tercihlerde uygulanan katsayı farkı oranı düşürülebilir. Bu durumda yasal düzenlemeye de gerek kalmaz.
Cihan