F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz’in kendisini ziyarete gelmesi karşısında duygulandı.
-“Hepiniz geldiniz. Demek ki dostluk buymuş. Zaman-zaman camia olarak gerilmiş ve birbirimizi kırmıştık. Burada anladım ki HER ŞEY BOŞMUŞ” dedi.
Ana haberlerden de izlediğimiz bu itiraf, bana çok-çok daha önemli itirafları ve pişmanlıkları hatırlattı. Haberde ve olaylar sonrasında da görüldüğü gibi bu itiraflar hiçbir şey halletmiyor. Her şey mecrasında akıp gidiyor.
Mahkemeler kuruluyor, kişiler tutuklanıyor, yargılamalar devam ediyor.
Önemli olan, pişmanlıklar ve keşkeler yerine, olayları yaşadığımız süre içerisindeyken, nefislerimize ve Şeytanın vesveselerine direnip, pişman olmayacağımız icraatlarda bulunabilmektir. Hepsi bu!...
Bu haberin bana hatırlattığı o çok-çok daha önemli İTİRAFLARI bize bildiren haber, rastgele bir medya haberi de değil, doğruların en doğrusu, her insan için haberlerin en faydalısı ve sözlerin en güzeli olan Kur’ân-ı Kerim’dir.
Şöyle ki:
•O gün (Hesap gününde) zalim, parmaklarını ısırır “Eyvah! Der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur'ân’dan) beni o uzaklaştırdı.” Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır. (Furkan Suresi, 27, 28 ve 29. Âyetler.)
•Yüzleri ateşte, gâh bu yana, gâh öbür yana çevrileceği gün: “Ah!” derler, “ah ne olurdu! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke Peygambere itaat etseydik!” (Ahzâb S. 66. Âyet.)
•Onlar ateşin karşısında durdurulup da “Ah n'olurdu, dünyaya bir geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini inkâr etmesek, müminlerden olsak!” dedikleri zaman bir görsen, neler olacak neler! (En’am, 27. Âyet.)
•Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: “Ya Rabbî!” der, “ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım.” Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. (Mü’minûn, 99-100. Âyet.)
•Oysa dünya hayatının ve imtihanın sona erdiği o gün öğüt alma günü değil, karar günüdür. Orada gerçeği anlamak artık işe yaramaz. Ve insanlar her şeyin gerçekliğinin bütün çıplaklığı ile gözler önüne serildiği o gün şöyle der: “Keşke (ebedî) hayatım için hazırlıkta bulunsaydım.” (Fecr, 24. Âyet. Ş.P.)
•Bunun üzerine (inançsızlara) tâbi olanlar şöyle derler: “Ah ne olurdu, elimize bir fırsat geçse de onların bizden uzak durdukları gibi, Biz de onları bir reddetseydik!” İşte Allah Teâlâ onlara, bütün yaptıklarını, en şiddetli pişmanlıklar halinde gösterecektir. Onların o ateşten çıkacakları da yoktur. (Bakara S. 167. Âyet.)
•İNSAN, başıboş bırakılacağını ve dilediği gibi hareket edebileceğini mi sanır? (Kıyamet, 36. Âyet.)
•Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: “Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!” diyecek. (Nebe S. 40. Âyet.)
•Düşünseler şunu da anlarlardı ki: bu dünya hayatı geçici bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir ve ebedî âhiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bir bilselerdi! (Ankebut S. 64. Âyet.)
•..Ama hesap defteri sol tarafından verilen kimse: “Eyvah der, keşke verilmez olaydı bu defterim! Keşke hesabımı bilmez olaydım! Keşke, ölümle her iş bitmiş olsaydı...” (Hâkka S. 25, 26, 27. Âyetler.)
***
Saygıdeğer dostlarım.
Çok net olan görülüyor ki, bu işin hiç mi hiç şakası yok!...
Sonraki pişmanlıklar ise hiçbir işe yaramayacak.
Dünyada herhangi bir sınavı kaybettiğimiz zaman, tekrarı da var, başka bir tercih yapma imkânı da var, “..amâan, olsa da olur olmasa da olur, ucunda ölüm yok ya” diyebilmek de var…
Fakat şu içinde bulunduğumuz DÜNYA SINAVI, hiç de öyle değil.
Tekrarı da yok, başka bir tercih yapma imkânı da yok, “..amâan, olsa da olur olmasa da olur, ucunda ölüm yok ya” diyebilmek hiç yok…
Çünkü oradaki hayat ölümsüz ve ebedîdir. Bu sınavı (Allah muhafaza) kaybettiğimizde, ucunda ölüm olmaması, gerçek pişmanlık vesilesidir…
Yâ Cehennem hak edilecek, yâ da ebedî CENNETLER hak edilecek…
Dünya hayatındayken, bu konudaki tercih ise tamamen bizlere bırakılmıştır. Bu nedenle de, her birimizin en önemli gündem maddemiz, ne yapıp-yapıp BU SINAVI MUTLAKA KAZANMAK OLMALIDIR… Vesselâm.