Her şeyden evvel bize lazım olan doğruluktur

Haftanın hutbesi...

Risale Haber-Haber Merkezi

Doğruluk ve yalan

سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا

Muhterem müminler!

Doğruluk, peygamberlerin şiarı, yalan ise kâfir ve münafıkların sıfatıdır. Doğruluk, bugünü, yarını kucaklayan önemli bir esas; yalan, zamanın çehresine çalınmış siyah bir lekedir. Yalan yanlışla mesut yaşamış ve ebedî mutluluğa ermiş bir tek fert gösterilemez. Doğruluğun, ebedî saadet istikametinde uzayıp giden aydınlık yolunda ise, dünya ve ukbâ kaybına uğramış bir tek talihsize rastlanmaz.

Değerli kardeşlerim!

Yalan, küfrün en önemli esası, nifakın en açık alâmeti, Allah’ın bildiğine muhalif iddiada bulunmanın adıdır. Bilhassa günümüzde yalan, bütünüyle ahlâkı tahrip etmiş, dünyayı yalancıların mekânı haline getirmiş öyle korkunç bir toplumsal hastalıktır ki, hayatın kapılarını yalana açıp yurtta-yuvada, çarşıda-pazarda, parlamentoda-kışlada ona “serbest dolaşım” hakkı tanıyan hiçbir millet iflâh olmamıştır ve olamaz da. Buna karşılık İslâmiyet’in en ehemmiyetli esası, îmanın en açık hassası, Muhammedî ahlâkın temel taşı, enbiyâ ve evliyânın en mümeyyiz vasfı, maddî ve manevî terakkinin biricik mihveri de doğruluktur. Peygamber efendimiz(a.s.m): “Size doğruluk yaraşır. Doğruluk insanı iyiliğe, o da cennete çeker, götürür. İnsan, kendini bir kere doğruluğa verip, o yola yöneldi mi, hep doğru söyler, doğruyu araştırır. Böylece o insan, Allah katında “Sıddîk” olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Yalan insanı fücura, bataklığa, o da cehenneme ulaştırır. Bir insan, kendini bir kere yalana kaptırdı mı, daima yalan söyler, neticede Allah katında yalancı olarak yazılır...”(Buhari, Müslim ve Ebû Davud 271) buyurmaktadır.

Aziz cemaat!

Her şeyden evvel bize lâzım olan doğruluktur. Doğruluk; bütün hayırları ihtiva eden, bütün Salih amellere açık olan öyle geniş bir kelimedir ki, doğru düşünce, doğru söz, doğru niyet, doğru davranış ve doğru yaşayış gibi pek çok mevzuyu o başlık altında toplamak ve bütün hayırları ona yöneltmek mümkündür. Yalan ise doğruluğun aksine, bilumum şerleri ihtiva etmesi, bilumum Salih amellere kapalı olması bakımından her türlü sapık düşünce, sapıkça söz ve sapıkça davranışlara ana başlık olabilecek mahiyette, âdeta bir cehennem çekirdeği gibidir. Doğruluk ve yalancılık neticede bir yoldur. Bu alabildiğine uzun ve kısa, bir hayli aydınlık ve sisli, oldukça tehlikeli ve güvenli ayrı ayrı yolların son durakları da cennet ve cehennem. Bu yollardan doğrulukta, yol gidip cennetle noktalanıyor, yolcu da cennete ulaşıyor. Yalancılıkta ise, yol gidip ebedi hüsrana yani Allah muhafaza cehenneme ulaşılıyor. Hutbemi başta okuduğum ayet-i kerime mealiyle bitiriyorum: “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin.”(Ahzab suresi 33/70)

Cenab-ı Hak bizlere doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti nasip etsin.

Hazırlayan: Fatih Aksüt

Güncel Haberleri