Siz daima ileriye doğru yürümelisiniz. Her gün terakkiler kaydeden hamleler yapmalısınız. Ruh kuvvetinizi hilkat-i hikmet yolunda yükseltmede ve imanî hakikatleri massetmede bugünü dünden ziyadeleştirmelisiniz. Bu uğurda ve hizmet-i Kur’âniye meydanında ve ubudiyette hareket ve faaliyet kabiliyetinizi her gün artırmaya uğraşmalısınız.
Mücadele ve mücahede, savaş ve şahlanış gündelik ve daimidir. Cehd ve cidale, yepyeni bir güçle, ter ü taze bir sevgi ve tutkunlukla ve nihayette galebenin inancı ile sarılmalıdır.
İnsan her gün yepyeni bir kuvvet ve kudret, mânevî bir haz ve zevk, güzel bir huy ve ahlâk, himmet ve gayretle uyanmalıdır. Cenab-ı Hakkın bir fazl-ı İlâhî olarak hamlettiği fazilet-i asliyenizi ve hizmet-i kudsiyenizi ifa etmek azmi ve sebatıyla ile yatağınızdan fırlamalısınız.
Atalet ve tembellik döşeğinde zelilane yatıyorsanız, irade ve gayretinizi kamçılayınız. Maddî ve mânevî hayatınızı yeni baştan kurmalı ve düzen vermelisiniz.
Kendini, yaşamanın seline ve intizamsız ve başıboş seyrine kaptıran adam kendi kendini ölüme veya meyyit-i müteharrik olmaya sürüklemiş olur. Yaratanına, sahip ve malikine ibadet ve taat ve hizmet için cehd etmeyen kimse, kendi kendisini helâket ve felaketlere, hastalık ve sakatlıklara uğratmış ve müptela etmiş olur.
Âdemoğlu, daha başlangıçtan beri hep savaştı. Dinî ve dünyevî hayatının bekâsı için fâni hayatını, mücahedelerle müebbed eyledi.
Demek Âdemoğlu, dünyaya geldiği günden itibaren mücahedeye hazır olmalı ve bunu yaşadığı müddetçe devam ettirmelidir. İmanla küfrün, din ile dinsizliğin Âdem Aleyhisselâmdan başlayıp devam etmekte olduğunu.