Sual: Nedir o çeşme?
Cevap: Zekât. Sizler Hanefî ve Şâfiîsiniz.
Sual:
1 حَبَّذَا وَنِعْمَتْ اِنْ لَمْ تَذْهَبْ غَائِضَةً بَلْ فَاضَتْ اِلٰى تِلْكَ الْخَزِينَةِ
Cevap: HAŞİYE 1
2 اِنَّ فِيكُمْ ذَكَاوَةً اِنَّمَا تَتَزَاهَرُ بِالزَّكَاةِ
Sual: Nasıl?
Cevap: Eğer, ezkiya zekâvetlerinin zekâtını ve ağniya, velev zekâtın zekâtını milletin menfaatine sarf etseler, milletimiz de başka milletlere yolda karışabilir.
Sual: Daha başka?
Cevap: İanât-ı milliye-i İslâmiye denilen nüzur ve sadakât, zekâtın ammizâdeleridirler. Asabiyetini çekerler, hizmette yardım edecekler.
Sual: Neden çok âdât-ı müstemirremizi tezyif ediyorsun? HAŞİYE 2
Cevap: Her bir zamanın bir hükmü vardır. Şu zaman, bazı ihtiyarlanmış âdâtın mevtine ve neshine hükmediyor. Mazarratlarının menfaatlerine olan tereccuhu, idamına fetvâ veriyor.
Sual: Herşeyden evvel bize lâzım olan nedir?
Cevap: Doğruluk.
Sual: Daha?
Cevap: Yalan söylememek.
Sual: Sonra?
Cevap: Sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd.
Sual: Yalnız...
Cevap: Evet...
Sual: Neden?
Cevap: Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu burhan kâfi değil midir ki, hayatımızın bekası, imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır?
Sual: En evvel rüesâmız ıslah olunmalı.
Cevap: Evet, reisleriniz malınızı ceplerine indirip hapsettikleri gibi, akıllarınızı da sizden almışlar veya dimağınızda hapsetmişler. Öyleyse, şimdi onların yanındaki akıllarınızla konuşacağım:
Eyyühe’r-ruûs ve’r-ruesâ! Tekâsülî olan tevekkülden sakınınız. İşi birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki malımızla ve yanınızdaki aklımızla bize hizmet ediniz. Çünkü, şu mesâkini istihdam ile ücretinizi almışsınız. İşte hizmet vaktidir.
3 فَعَلَيْكُمْ بِالتَّدَارُكِ لِمَاضَيَّعْتُمْ فِى الصَّيْفِ
---
HAŞİYE 1 : Darılma, şu kelâm zekâtın postunu giymiş.
HAŞİYE 2 : Bazı sualler komşu görünüyor; lâkin ortalarında büyük bir dere var. Hayal bir balona binse ve eline bir dürbün alsa, ancak vatanlarını bulabilir.
1 : Eğer o su çekilip gitmez de, bu hazineye dökülüp taşarsa ne âlâ!
2 : Sizde öyle bir zekâ var ki, ancak zekât ile çiçek açar.
3 : Vakit geçmiş değil, eskiden kaybettiklerinizi şimdi tadârik edin.