Hayat, bir gayretin eseri olarak manasını bulur. Himmeti ali olanlar, ali hedeflerinin rüzgarında her türlü türbülansa açık zihni teşebbüsleriyle ilerlerler. Fikri türbülansın akademik, ilmi, akli, vicdani, ruhi ve kalbi geçişlerinde hazmı zor konular karşısında, birden fazla disiplinin araştırıcı derinliği ilim erbabını daha da içine çeker.
Tahkik edici bir hassasiyet, muhakkik olarak dalgıç gibi dalar bu umman fikirlerin diplerine. Üstadın tabiri ile “Gavvas” olmak böyle bir şey. En dipten hakikat incilerine ulaşıp, hakikatin yeni keşiflerine erişmek, başlı başına bir himmet ister. Adanmışlık ve kendinden vazgeçiş ise ana sermayedir bu yolda. Ortalarda değil uçlarda gezinen bir himmettir bu.
Bilimin cevap arayan sorularına, aklın dürten arayışlarına, kalbin inkişaf alanlarına ve muhakemenin kıyasla ilerleyen terazisine göre araştırmak ise başlı başına bir dipsiz kuyu…
Kuyudan su almak, ama kuyuda boğulmamak, kuyuya güvenle inip, güvenle çıkmak ise ayrı bir gayret, dua ve arayış mahsulü hususiyet ve fedakarlık ister.
Bahçedeki meyveleri tadıp, meyve yazıları yazmak sathiliğinden uzak, kuyudan su çekip tahlil etmek ve o meyveyi toprak, su, ışık, iklim, ürün, desen, süreç ve çekirdek açısından analiz edip yeni bir bakış ve idrakle fikir dünyamıza yeni pencereler açtırarak, meyveyi şuurla tattırıp sahici sunmak ise başlı başına bir keşif ve icattır.
Onun gündüzlerine arkadaş geceleri var. Kütüphanesi olan evi var. Okuyup düşünen yürüyüşleri var. Akademik nüfuz kabiliyetini edebi, felsefi ve sanat eleştirisi içinde psikanaliz zeminde ilerleten bir fikri akışı var.
Heyecanının doruklarında, evrende iz bırakmış mütefekkirlerle ve batılı felsefeci ve sanat erbabı ile Said Nursi’yi kıyaslayan müthiş bir gösteri merkezi var. Zihni senaryolarını, doğru muhataplar ve ortam bulduğunda özgürlükçü ve eleştirel bir estetikle tecessüm ettiririr, ete kemiğe büründürür ve size seyrettirir. Böylesine bir gösteri merkezinde üslup ve yaklaşım zekası kendini gösterir.
Günde 25 saat çalışan, haftayı 8 güne çıkaran, iç çatışmalarının yoğun baskısı altında bütün umdelerini fikir asaleti ile risale üzerinden imbikleyen bu muhterem insanla tanışmak ve onun uç himmetlerinin beyin zonelerini farketmek, inanılmaz bir deha ekseninde ve sırat köprüsünden geçmek gibidir.
İlim adamının kendine has üslubunu taşırken, akademik formatların resmi şablonlarından uzaktır. Çünkü, üretken zekasının hayatı yarına taşıyacak yeni zekası ile sürekli yeni eklemler bulur. O anda, organizmanın fikir sistematiğine ait organlarını bir bütün olarak birbirinin mütemmimi yapacak ve son dakika keşfine çıkaracak kelimeyi/kavramı bulmakla meşguldür.
İnformel düşünmenin, sıradışı olmanın hazzı ve seviyesi ile okumalarını ve çözümlemelerini yapar. Heyecan ve gerilimi bir arada tutan fikir titreşimlerini besler. Kalbin rezonansları ve helezonik estetiğin estetize biçimleri onun dünyasından çoklu zekaya kapılar açarak havzalara akar.
Saçlarını böyle bir yolculukta ağartmayı başarmış ve nasibini en nadide bir farklılıkla bulmuştur. O nasip, hep onu nurun talebesi yapmıştır. Üstadın fikir sistematiğine yaklaşımı ve izahları, kavramsal raksı sahneleyen dili ve kelimeleri konuşturan üslubu ile risalelerdeki mucit bekleyen dahiyane icatlarına giden yolda taş döşeyen bir emektardır.
Haddimi aşmak istemem, hocamı medhetmek de beni aşar. Edebiyatın şahikalarını hazmetmiş bir zata dair yazı yazmak ise doğrusu benim deneyebileceğim bir cesaret değildi.
Ne zaman ki Ona bir arz-ı hürmeti duyurmak icap etti ve içimden onun hazırlığı ve hazzı oluştu, beni bu satırlara itti, ben de okumayı yeni sökmüş birinin acemiliği ile aleni mektup yazmayı denedim.
Himmet Uç hoca, hayalin muştusu, risale geleneğinin eleştirel hafızası ve aydınlanma yolunda bizi sorgulatan bir yaklaşımın inşa insanıdır.
Himmet hocanın, yeni çıkan "Bediüzzaman'ın Fikir ve Sanat Dünyası" kitabı, yeryüzü gezgini bir arayışla batının bütün düşünce duraklarında Üstadı inceleyip kıyaslayan ve batının ancak gölgesinde serinleyebileceği fikirlerini çok farklı bir bakışla gözler önüne seren bir gösteriyi resimlemiş.
Himmeti, fikir uçlarını zorlayan, uçları himmet veren hocamızın onlarca eseri arasında yeni icatlar bekleme sabırsızlığı ile yeni çalışmalarında buluşmayı dileriz.