Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB’nin 2030 yılına yönelik sera gazı emisyon azaltımını en az %55 oranına yükseltilmesi ve Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim nötr kıtasına dönüştürülmesi hedefleniyor. Mutabakata uyum süreci, en büyük ihracat pazarı AB olan hazır giyim sektörünü de çevreye dost üretim yapmaya mecbur bırakıyor.
‘HIZLI MODA’ İLE DÜNYA KİRLENİYOR
‘Hızlı Moda’ kavramı ile sektörün üretim ve tüketim hızı her yıl artmaya devam ediyor. Yeni bir koleksiyonun son tüketici ile buluşması önceleri aylar sürerken bugün sadece bir kaç haftada gerçekleşiyor. Firmalar yılda neredeyse 20 yeni koleksiyon tanıtıyor. Daha ucuz, düşük kaliteli bir kaç kez kullanılıp atılabilecek kıyafetlerin hızlı tüketimi olarak özetlenebilecek ‘hızlı moda’ ile tekstil ve hazır giyim sektörü petrol endüstrisinden sonra dünyayı en çok kirleten ikinci sektör haline geldi.
1,2 MİLYAR TON SERA GAZI
AB Tekstil Stratejisi Yol Haritası’na göre sektör, AB’de çoğunluğu KOBİ olan 160 binden fazla şirketi kapsayan ve 1,5 milyondan fazla kişiyi istihdam eden büyük bir hacme sahip. Küresel tekstil üretimi 1,2 milyar ton sera gazı salarak uluslararası uçuşlardan ve deniz taşımacılığından daha fazla olumsuz çevresel etki yaratıyor. 1 ton tekstil kumaşı için 20 ile 230 metreküp arasında su kullanılıyor.
DÖNÜŞÜM BAŞLADI
Şimdi ise dönüşüm zamanı Bu yıl Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kıran tekstil sektörünün hızlı dönüşümü ihracattaki artışı kalıcı kılmak için en etkili güç olacak. Bu alanda çalışmalara başlandı. Türkiye’deki sanayi şirketlerinin küresel pazarda rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmalarına destek olmak amacıyla İstanbul Sanayi Odası ( İSO), ilk yol haritasını ‘tekstil ve giyim’ sektörü için hazırladı. “Tekstil Ürünleri Sanayi ve Giyim Eşyaları Sanayi” rehberinde Türkiye tekstil ürünleri ve hazır giyim sektörlerinin değer zincirinde şeffaflığa yönelik çalışmalarını yoğunlaştırmasına ve enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan gidermesine vurgu yapıldı.
Temiz üretim tercih sebebi
İklim değişikliğinin etkilerini günlük hayatında artık daha fazla hisseden tüketiciler, alışveriş tercihlerini özellikle tekstil ve hazır giyim sektöründe bu bilinçle şekillendiriyor. Çevre duyarlılığı artan tüketiciler daha az kirlilik yaratan, atıkları azaltan, daha fazla geri dönüşüm sağlanan, yenilenebilir kaynakları daha fazla kullanan markaları tercih ediyor. GreenPrint’in Sürdürülebilirlik İş Endeksi’ne göre Y kuşağının %75’i ile Z Kuşağının %63’ü ve X kuşağının %64’ü çevresel açıdan sürdürülebilir bir ürün için daha fazla ödemeye istekliler. Tüketicilerin çevre konusunda artan farkındalıkları ve endişeleri satın alma kararlarını etkiliyor.
Yeni Şafak