Hizmet Vakfı’ndan Siyonist İsrail’i Tel’în ve Gazze’deki Mazlumlara Destek Çağrısı
Mübarek toprakları işgal ederek oluşturulan terör devleti, kurulduğu günden beri kirlettikleri Filistin topraklarında insanlıktan uzak, her çeşit fesat ve zulmü toprak sahiplerine reva görmüşlerdir.
İnsanlık düşmanı Siyonist İsrail ve insanlıktan nasibi bulunmayan bir kısım batılı devlet başkanlarının da destekleri ile şimdi zulme karşı çıkan müslümanlar üzerine, toplu katliama başlamışlar, meşru olmayan her türlü vahşi metotla Gazze’de binlerce bina, okul, cami ve hastaneyi bombalayarak yaşlı, kadın, çocuk demeden masumları hunharca katletmişlerdir.
Yüz yıldır tüm dünyanın gözü önünde işlenen bu mezalimi, vicdan sahibi her insanın yapması gerektiği gibi tel’in ediyor, zulmün son bulması için bütün insanlığı bu vahşete karşı çıkmaya davet ediyoruz.
Hizmet Vakfı olarak, bu dehşetli musibetlerin umum Müslümanların intibahına vesile olmasını, İttihad-ı İslâm’ı netice vermesi temennisiyle, Üstadımız Bedîüzzaman Hazretlerinin birinci talebesi Hulusi Yahyagil Ağabeyimizin bu günlerde çok ihtiyaç hissedilen bir duasını paylaşıyoruz:
“Yâ Rab!… İsrail adı altında mukaddes İslâm yurduna yerleştirilen ve Mescid-i Aksa gibi Müslümanların mukaddes yerini işgal eden kavme mukavemet edemeyecek derecede Kur’an ahkâmına yabancı kalıp, dinsizlik rejiminin merhametine sığınacak dereceye düşen Müslüman devlet ve milletlerin kalblerini, iman ve Kur’an nuruyla tahkim ve düştükleri bugünkü zelil halden tahlis eyle.” Âmîn.
***
Muhabbet Platformu Nur Talebeleri kamuoyu bildirisi
İsrail’in Gazze’ye Yaptığı Hunharca Saldırıları Lanetliyoruz
Kamuoyu tarafından bilindiği üzere İsrail Hükümeti, bazı gerekçelerin arkasına sığınarak on günü aşkın bir süredir Gazze’yi bombalamaya ve masum insanları öldürmeye devam ediyor. İsrail bu saldırılarda; bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve hasta demeden her kesim üzerine bombalarını yağdırırken, hiçbir insani kaygı içinde olmadan ve hiçbir kural tanımadan öldürüyor ve şehirleri yerle bir edecek şekilde hunharca saldırılarda bulunuyor.
Bu saldırıların birçoğunda kullanılması yasaklanan Beyaz Fosfor bombalarını kullanmaya devam eden İsrail güçleri, Salı akşamı bir hastaneye eşi ve benzeri olmayan bir saldırı gerçekleştirerek bine yakın çocuk ve hastayı katletti.
Batı devletleri tarafından desteklenen veya hiçbir tepki görmeden saldırılarına devam eden İsrail’i, İslam ülkeleri de somut ve sonuç getirici hiçbir adım atmadan birkaç demeçle kınamakla yetiniyor. Türkiye’nin de bu kargaşa arasında attığı diplomatik adımlar, maalesef henüz istenilen neticeyi vermekten uzak görünüyor.
Bediüzzaman Hazretleri bütün bu problemlerin çaresi olarak, 1911’de Şam Emeviye Camii’nde, aralarında yüzden fazla büyük âlimin bulunduğu on bini aşkın bir cemaate verdiği hutbede İslâm ülkelerine; “Hususan kırk-elli sene sonra, Arap taifeleri, Cemahir-i Müttefika-i Amerika (Amerika Birleşik Devletleri) gibi en ulvî bir vaziyete girmeye, esarette kalan hâkimiyet-i İslâmiyeyi eski zaman gibi küre-i arzın nısfında (yarısında), belki ekserisinde tesisine muvaffak olmanızı rahmet-i İlâhiyeden kuvvetle bekliyoruz. Bir kıyamet çabuk kopmazsa, İnşaallah nesl-i âti görecek.” (Hutbe-i Şamiye) ifadeleri ile bir çıkış yolu gösteriyor.
Buradaki büyük müjdenin gerçekleşmesini bekliyor ve temenni ediyoruz. Belki o günler de çok yaklaşmıştır. Çünkü Filistin başta olmak üzere, İslam âleminin dört bir yanında yaşanan savaş ve problemlerin yegâne çaresi, Bediüzzaman Hazretlerinin tavsiye ile birlikte müjdelediği “Cemahir-i Müttefika-i İslamiye” (İslam Birleşik Devletleri) ile bu tür problemler en aza inecek veya çok daha kolay bir şekilde çözüme kavuşturulacaktır.
Orta Doğu’da gerçek, kalıcı ve adil bir barış, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından tamamen çekilmesi, vatanlarından sürülmüş milyonlarca Filistinlinin geri dönmelerine izin verilmesinin ardından yapılacak eşit ve adil müzakereler ile sağlanabilecektir.
Biz buradan bütün insanlığa ve İslam âlemine bir kez daha seslenmek istiyoruz. Korsan ve küstah İsrail devletinin bu alçak saldırı ve vicdanları derinden yaralayan işgal ve haksızlıklarına karşı, topyekûn ve hep beraber dur demeliyiz.
Biz Muhabbet Platformu Nur Talebeleri olarak, Kudüs ve Mescid-i Aksa ile birlikte Filistin’in, bütün Müslümanların ortak meselesi ve kırmızı çizgisi olduğunu ifade ediyor, dayatma ve zorba yaklaşımların asla kabul edilmeyeceğini, bu davanın sonuna kadar takipçisi olduğumuzu, bu alçak saldırıları lanetlediğimizi ve mazlum Filistin halkı ile beraber olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz.