Pek çok gecenin sükûnetinde
Sessizliğe ruh verir fısıltın,
Sen, bir efsâne sûretinde,
Mâzîyi ve hâli anlatırdın.
***
Senden nice şeyler öğrenirdik;
Hayranlık ederdi sanki teshîr.
Çevrende olurdu hâle, gençlik:
Kalb, gàye, fikir, düşüncemiz bir...
***
Mecbûr ederek ayırdı bir gün;
Dünyâ, bizi bir bir aldı Senden.
Hâtırlamamak, Hocam, ne mümkün?
Bin hâtıra bizde kaldı Senden!..