Gıda maddelerinin üretimlerinde İslami esaslara uygunluk konusunda çalışmalar yapan Helal Denetim ve Sertifika Merkezi, et ürünleri ve unlu mamullerin yanında sebzeleri de mercek altına alıyor. Merkez, sebzelerle ilgili karar verirken, hormonlu olup olmadığına, insan sağlığına olumsuz etki yapmayacağına bakıyor.
Et ürünleri, unlu mamuller ve meşrubatların ardından sebzelerin de helal olup olmadığı tartışmaya açıldı. Helal Denetim ve Sertifika Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Alıç, hormonlu domates ve salatalıkları vücuda verdikleri hasarlardan dolayı helal saymadıklarını ifade etti. Konuyla ilgili olarak Cihan'a açıklamalarda bulunan Alıç, çok çeşitli ürün gruplarında incelemeler yaptıklarını aktardı. Tüketicide özellikle et konusunda belli bir duyarlılık oluştuğunu ancak bunun yeterli olmadığını düşünen Alıç, “Aynı duyarlılık sebzede, yumurtada, pirinçte, bulgurda da gösterilmeli. Bütün tarım ürünlerinde bu hassasiyet ortaya koyulmalı.” dedi.
Bu noktadan hareketle hormonlu sebze-meyve konusuna değinen Alıç, hormon verilerek pırasa, domates ve salatalığın anormal bir biçimde büyütüldüğünü ileri sürerek, şunları söyledi:
“Burada insanların sıhhati hiçe sayılıyor. Hormonlu ürünleri tüketenlerin vücut yapısına olumsuz sirayet ediyor. Bakın, çocuklarımızın kimi uzun boylu oluyor, kiminin ön dişleri sivri oluyor. Domatesin içine hormon kattınız tamam haram değil, ama insanlara zarar veriyor. Biz de tabii olarak buna helal sertifikası vermiyoruz. Ürünlerin insanlara zarar verip vermemesi, mahsurlu olup olmaması bizim için hakikaten hayati önemdedir. Gıda maddeleri ki bu et olur, yumurta olur, bakliyat olur, sebze olur; bizce az da olsa insana, gelecek neslimize zarar veriyorsa sakıncalıdır, haramdır.”
Yumurta alırken bile dikkat edilmesi gerektiğini savunan Selahattin Alıç, burada hayvanlara verilen yemin önemli olduğunu belirtti. Çift sarılı, koyu sarı ve kayısı renkli yumurtalar bulunduğuna işaret eden Alıç, bunların tavuğa verilen yemlerden kaynaklandığını, yemlerin içine konulan katkı maddeleri ile yumurtanın arzu edilen kıvama getirildiğini öne sürdü. Bakliyat ürünleriyle ilgili olarak ise ülke dışından getirilen pirincin yerli pirinçlerle karıştırıldığını, zamanı geçmiş ya da kurtlanmış ürün kullanılabildiğini kaydetti. Alıç, "Ürünleri değerlendirirken İslami esaslar ve sağlığa etkilerine bakıyoruz. Bireyler için mahsuru ve zararı olmayan ürünleri helal, mahsuru ya da zararı olan ürünleri de haram olarak tanımlıyoruz." ifadelerini kullandı.
"ALDIĞINIZ SAKIZA BİLE DİKKAT EDİN"
Helal Denetim ve Sertifika Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Alıç, tüketicilere marketlerde gördükleri ürünleri iyi incelemelerini de önerdi. Paketlerde yer alan yazıların mutlaka okunmasını tavsiye eden Alıç, şöyle konuştu:
“Mutfağımızda tarihte önemli bir yeri bulunan erik sularımız, kayısı sularımız kayboldu. Gazlı içeceklere kaydık. Bakın bunlar alkol içinde çözülüyor. Dolayısıyla mahsurludur, zararlıdır. Gazlı içecekler yerine kompostolar üretilebilir ya da tüketilebilir. Hatta sakızlara karşı da duyarlı olunmalı. Piyasada bulunan sakızların içinde 20-30’dan fazla katkı maddesi var. Onlar tüketicinin vücuduna giriyor. Doğal sakızlar her zaman daha iyidir, hazır sakızlar ise iyi değildir. Maalesef çocuklarımız marketlerde bulunan sakızları çiğneyerek uyuşturucu maddelere alışıyor. Bütün bunlarla birlikte çocuklarımız kokulu kalem ve silgilerden de bünyesinde yer alan maddelerden dolayı kaçınılmalı.”