Hulusi ve Sungur ağabeylere rahmet ve dua

Konuşmacılar, Hulusi ağabey ile birlikte bugün vefat eden Mustafa Sungur ağabeyi de rahmetle yad ettiler

Abdülkadir Menek'in haberi:

RİSALEHABER-Risale Akademi, Elazığ Belediyesi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen "Anadolu Ağabeyleri" kapsamındaki "Hulusi Yahyagil Panel"i Elazığ Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Konuşmacılar, Hulusi ağabey ile birlikte bugün vefat eden Mustafa Sungur ağabeyi de rahmetle yad ettiler.

Kur'an-ı Kerim'in okunması ile başlayan panelin ilk açış konuşmasını Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek yaptı. Sungur ağabeye rahmet dileyen Benek, Hulusi Yahyagil ağabeyi bir konferansla anlatmanın yetmeyeceğini sempozyum boyutunda ele alınması gerektiğini söyledi. Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. İbrahim Kökçam yaptı, Hulusi ağabeyin ikindi derslerinin çok feyizli olduğunu, o derslere katılanların aldıkları feyizin tatlı bir hatıra olarak kalmaya devam ettiğini söyledi. Kökçam, Hulusi ağabeyden şu sözleri nakletti: "Ben kamil bir insan değilim. Allah için beni ziyaret edenlere, Allah ne muratları varsa versin. Boş geçen vakitlerimizi nurlarda nurlandırmalıyız."

Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey de Sungur ağabeyle ilgili bir değerlendirme yaptı. Hulusi abiyle çeşitli defalar görüştüğünü belirten Fırıncı ağabey, "Barla Lahikasını neşrederken eserin orjinalini Elazığ'a gelip Hulusi abiden aldım" dedi.

Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu da Hulusi Yahyagil ağabeyin ikindi derslerine çok defa abisiyle birlikte katıldığını çok istifade ettiklerini vurugladı.

Açış konuşmalarından sonra panele geçildi. Prof. Dr. Nusret Şekerdağ'ın yönettiği panelde ilk sözü Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Beşir Aşan aldı. Aşan, 1915'te Hulusi Yahyagil'in Çanakkake'de Batı cephesinde, Bediüzzaman Hazretlerinin de şark cephesinde Bitlis ve Van'da Ruslara karşı savaştığını söyledi.

İkinci panelist yine Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Abdülkadir Badıllı idi. Sungur ağabeyi rahmetle zikreden Badıllı ağabey, Hulusi Ağabeyin seyyidliği ile ilgili bilgiler verdi. Badıllı ağabey, "Üstad diyor ki bir mesele-i imaniye yazılırsa, birden ikiyüz ayet-i kerime imdada yetişiyor. Üstadın tam taklidi bana göre imkansızdır. Risale-i Nur'a hizmet niyetiyle intisap edenlerin hatalarını kırmadan söylemek lazım" dedi.

Araştırmacı-yazar İhsan Atasoy ise Sungur ağabeyin vefatının çok önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekti. Atasoy, "Büyük zatların vefatının İnşaallah bir bedeli olacak. Rabbimiz İslam alemine mükafatlar verecek. İslam birliğine giden yol açılacak. Hulusi abinin Üstadın yanında değeri çok büyüktür. Üstad Anadolu'nun bağrına hicret ediyor. Abbdurrahman'ın vefatından bağrı yanan Üstad'ın içindeki ateş, Hulusi'nin gönderilmesiyle, serinlemiştir. Hulusi abi ilk ziyaretinde Üstadın manevi makamını idrak etmiştir. Hulusi abi hayatının son nefesine kadar, koltuk değnekleri ile bile olsa Rısale-i Nur derslerine gelmeye devam etmiştir" şekline konuştu.

Araştırmacı Mehmet Polatdemir ise Hulusi abiye yakın olarak Nur hizmetlerinde bulunduğunu söyledi. Polatdemir, şöyle konuştu: "Üstad, Abdülmecid benim nesebi kardeşim ve yirmi yıllık talebem olmasına rağmen Hulusi'nin derecesine yetişemiyor diyor. Hulusi Abi de Nurlarla meşgul olmadığım zamanlar, keşke hayatımda aldığım nefeslerden sayılmasa diyordu. Hulusi abi Çanakkale savaşında yaralandım. İyi ki vefat etmemişim. Yoksa Rısale-i Nurları tanımayacaktım diyordu. Hulusi abi dersin başında bir ayet ve üç hadis okurdu. Hadisleri açıklardı. Hulusi abi; benim en çok istifade ettiğim risale ihlas risalesidir derdi. Derslerinde en çok okunan risale de İhlas risalesi idi. Ben Hulusi abi gibi dua eden kimse görmedim. Haşır risalesi, Risale-İ Nur'un temelidir, derdi."

Nur Talebeleri Haberleri