Nurun kahramanlarından Hulusi Yahyagil 1947-1948 yıllarında Karsın Sarıkamış ilçesinde Askerî Daire Başkanlığı yapmıştı. 1970-1977li yıllardan beri şu anda Bursa/Gemlikte ikamet etmekte olan Sarıkamışlı değerli dostumuz, büyüğümüz; Ahmet, Mustafa ve Mutahhara kardeşlerimizin babası Abdülkadir Altıntaş Hocamızın yeni askerden geldiği, tezkere aldığı günlerdi o günler Kayınpederi esnaf Kemal İncenin dostu Albay Hulusi Yahyagil. Yeni hacdan dönmüş Kemal İnceyi ziyarete gelmiş. Tâ o günlerden tanıyor Hulusi Yahyagili Abdülkadir Hocamız. Zaman zaman da Kemal İncenin kayınları ve komşularıyla bir araya gelmekte, birlikte çağın Kurân tefsiri Risâlelerden okumaktalarmış.
Abdülkadir Hocamız, o günlere ait hatıraları arasında, Hulusi Yahyagilin Hazinenin tılsımı Nurlardadır diye kaside asıldığını hiç unutamadığını kaydediyor. Onun bizzat kendi el yazısıyla yazdığı bir kısım Risâleler ve yazılar da elinde mevcut.
Onun unutamadığı diğer önemli bir hatırası da şu: Afyon Cephesinde Yunan Harbinin sürdüğü günler. O günlerde Hulusi Yahyagil üsteğmen. Tümen komutanlarıyla birlikte araziyi gezmekteler. Fakat tümgeneralin gözünü hiç Hulusi Yahyagilden ayırmadığını, sık sık Hulusi nerede? diye sorduğunu öğreniyoruz. Askerlikle ilgili bilgilerine oldukça itibar etmekte. En birinci danışmanı âdetâ. Bir ara öğle vakti Hulusi Yahyagil emir subayına haber verip namaz kılmaya gidiyor. Emir subayı, Hulusi sen gidersen tümen komutanı yine seni sorar! dediğinde, Namaza gitti dersin diyor ve dereye namaz kılmaya iniyor. Bir süre sonra tümen komutanı, emir subayına Hulusi üsteğmeni sorduğunda, çekine çekine namaz kılmaya gittiğini söylüyor emir subayı. Hayret ediyor tümen komutanı ve Hulusi namaz kılar mı? diye sormaktan da kendini alamıyor. Kılar cevabını alınca da, elindeki asasını yere saplayıp, Tümenimizde en genç subay namazını kılıyor da bize ne oluyor? Niçin kılmıyoruz? diye hayıflanıyor kendi kendine.
Üsteğmen Hulusi namazına o kadar düşkün ki, savaş hâli, şu bu demeden vakti vaktine namazını eda etmeye çalışıyor. Kızacağı sanılan tümen komutanının gözünde ise zeki, gayretli genç üsteğmen Hulusinin kıymeti bir kat daha artıyor. Namazını kılıp geldikten sonra onu tebrik ediyor. Ertesi gün de bir tamim yayınlayıp her bölüğe bir mescid açılması ve bir imam tayin edilmesi emrini veriyor. Artık namaz vakti girince mescidlerde ezanlar okunuyor, şevkle iştiyakla, eriyle komutanıyla birlikte namazlar kılınıyor.
Albdülkadir Hocamızın da şâhit olduğu bu olayı arkadaşı Hacı Kemal İnceye anlatan Hulusi Yahyagilin, Hacı Kemal! Buna Yunan mı dayanır? dediği de önemli notlarından.
Yeni Asya