Aç Kapıyı Müslüman!

Hülya YAKUT

Onbir ayın sultanı mübarek ramazana bizleri eriştiren Allah’a hamd olsun.

Maşallah…

Umulmadık insanlar bile camilere koşuyor. Mukabelelere katılıyor. Oruç tutuyor.

Tebriğe ve taktire şayan haller sergiliyor.

İnfak-ikram yarışında.

Ne güzel.

İftar davetleri planlanıyor. Kimin gücü kaç kişiye yetecekse o kadar insan yedirilecek içirilecek.

Yaşım ve sağlığım itibariyle o eski davetleri artık yapamıyorum. Onlarca kişinin yer aldığı iftar sofraları anılarda kaldı.

Artık ben davet edilmek istiyorum.

Hattâ iftar için her hangi bir kapıyı çaldıktan sonra içimden şöyle demek geçiyor:

“Aç kapıyı müslüman bir din kardeşin geldi.”

“Selamün Aleyküm” hatrına kapını bana açar mısın?

Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Bana güvenebilir misin meselâ?

Müslüman kardeşine sahtekârlık yapmaz. Ona zarar verecek güvenini sarsacak bir şey yapmaz.

Ben müslümanım. Yani sendenim. Yani senin gibiyim. Hile yapmak bize yakışmaz, bizden olamaz.

Yemeğini hiç tanımadığın biriyle paylaşır mısın?

Dostluğuna sığınıp, duana sarılıp, aminine ortak olabilir miyim?

Yalansız, riyasız, haramsız hanende bir iftarlık soluklanabilir miyim?

Hani müşriklerin eza ve cefasına rağmen henüz hicret ruhsatı çıkmadan, Akabe biatından bir yıl önce münevver şehir Medine’ye hicret eden ilk sahâbî Ebû Seleme el-Mahzûmi garipliği ve kimsesizliği içinde kapını tıklasam bana buyur der misin?

Say ki kapını çalan bu tanımadığın kişi müslüman olduğu için zulüm gören, aç ve açıkta bırakılan, karışıklıklardan çok fazla etkilenen mağdur ve mazlum bir din kardeşindir.

Say ki… Arakan’dan, Türkistan’dan, Filistin’den gelmişim.

Say ki; günahtan, nefisten, benlikten, riyadan kaçmışım.

Say ki; cahiliye devrinin çirkin olan neyi varsa; yalan, zina, katl, ırkçılık, kibir, içki, kölelik, gıybet, haset ve ayrımcılık gibi her türlü kötülükten kaçmışım.

Aç kapıyı müslüman.

Adalete hicret edesim var.

Hikmetli hareketi özlemişim.

Hafife alınan, tarumar edilen, git gide unutulan iffet tablosu görmek isterim.

Umarsız, boşvermiş, ben tok olduktan sonra başkası aç olsa bana ne diyenlerden kaçmışım.

Cehennemin alevlerinde yanma bahasına küfürle mücadele şecaatine hasretim.

Hele ki her mü’minin sığınağı olması gereken en büyük erdem ve ahlak sayılabilecek takva ortamında soluklanmalıyım.

Marifetullahtan, muhabbetullahtan bahsedilen, iman hakikatlerinin anlatıldığı derslere kulak vermeliyim.

Huşu ile kılınan namaza cemaat olup, acziyetimi secdelerde dile getirmeliyim.

Emanete hıyanet etmeyen, sabır ve metanetini koruyan, doğruluktan şaşmayan, Allah için seven bir müslümanın evinde iftar etmek istememi bir sen anlarsın.

Aç kapıyı müslüman!

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.