Muasır, İlerici

Hülya YAKUT

Şen şakrak, deli dolu yeniden,
Olmak mıdır? Farkımız yok deliden.
Vur patlasın çal oynasın harbiden.

Su-i edeb, boş vermişlik ve dahi gamsızlık,
Müslüman çok, mü’min kalmış azınlık,
Dide giryan, sine püryan… Düştü bize yalnızlık.

Çarşaflıydı hatun nenem, edep-vakar ondaydı,
Manto giydi onun kızı. Savunması modaydı.
Göbek açtı torun kızlar, keşke geri kalaydı.

Vaaz veren, günah diyen, dönüp baksa haline,
Helal-haram bakmaksızın, yontar durur kendine,
Zarar değmiş, umursamaz… Dinine.

Zulme rıza, zulümdür der, adaletten anlamaz,
Cehd-gayretle-ihlas dersin, edasında binbir naz,
Doyumsuzdur, arar durur yolunacak kaz.

Devran böyle… Deli olmuş, her akıllı virane,
Her günaha, bulunuyor bahane,
Az söylensen, der ki hemen: Sanane.

Atası mı bilmem amma; üç maymunluk aleni,
Olmasaydı ismim belki Eleni,
Sövdü düne, övüp durdu geleni.

Kel başlara, naylon tarak sundular,
Ecdadımın mirasına kondular,
İlim-irfan, iman-ahlak, her değeri yoldular.

İki geri, bir ileri… Modern olduk böylece,
Muasırlık… Çözülmeyen bilmece,
Diplomalı cahilin; gölgesi büyük, kendi cüce.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.