Risale Haber-Haber Merkezi
Said Nursi devletin ve milletin içine düştüğü dertlerin, ülke yönetiminden kaynaklandığını görerek, teşhis ve çözüm önerilerini Padişah II. Abdülhamit’e iletmek istedi. Ayrıca Bediüzzaman’a göre sorunların temelinde, zaruret, ihtilaf ve marifet olarak formülleştirdiği temel sıkıntılar vardı. Bu problemlerin üstesinden gelebilmek için Bediüzzaman, eğitim faaliyetini önemsemekte ve hayatı boyunca kendisine gaye-yi hayal edindiği İslam Üniversitesini Van’da açmak için Padişah II. Abdülhamit’ten yardım almayı düşünmekteydi.
İlmi, bilgisi ve zekasıyla her geçen gün daha çok tanınan Bediüzzaman 1907’da İstanbul’a geldi[1]. Bediüzzaman’ın İstanbul Hayatı, dönemin sıra dışı şartlarının sonucu olarak siyasi faaliyetleri kapsamaktaydı.
...
Bediüzzaman’ın çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşayış tarzında; özgürlük ve hürriyeti zaruri bir ihtiyaç olarak algıladığını ve hiçbir şekilde taviz vermediğini görmekteyiz. Bu nedenle sık sık “Ben, hürriyet ve serbestiyetimi hiçbir keyfi kanunla tahdit ettirmem” derdi. Bediüzzaman tam bir hürriyet aşığıydı.
Bediüzzaman Said Nursi ve II. Meşrutiyet başlıklı tebliğin tamamını okumak için tıklayınız.