بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
"Fıtrat yalan söylemez.
Meselâ; Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüvv der ki: “Sümbülleneceğim, meyve vereceğim.”
Doğru söyler.
Meselâ; yumurtada bir meyelân-ı hayat var.
Der: “Piliç olacağım.”
Biiznillâh olur. Doğru söyler." (Mesnevi Nuriye)
Kınalı keklik
***
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عٖينٌۙ ﴿٤٨﴾
كَاَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ ﴿٤٩﴾
Saffat 48- 49.ayetler.
Yanlarında da eşinden başkasına bakmayan ceylan gözlü, (saklı yumurta gibi) gün görmemiş güzel kadınlar bulunur. (Kur'an Yolu/ Diyanet Meali)
Bundan sonra da yeri yayıp; deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı. (Naziat S; 30.ayet/ Y.Nuri Öztürk meali)
***
S - İnsanlardan büyük bir kısmın şekaveti meydanda iken,
yalnız küçük bir kısmın saadeti nasıl nev'in saadetine sebep olur ki;
"Şeriat rahmettir" diyorsunuz.
Halbuki nev'in saadeti; ya bütün efradın veya kısm-ı ekserisinin saadetiyle olabilir?
C - "Altına yüz yumurta bırakılan tavuk,
o yumurtadan yirmisini civciv çıkarıp seksenini ifsad etse;
bu tavuk, yumurta nev'ine hizmet etmiş olur.
Çünkü bir civciv, bin yumurtanın annesi olabilir.
Veya yüz tane çekirdek toprağa ekilse
ve su ile sulanıp bilâhare yirmisi neşvünema bulup hurma ağacı olsa
ve sekseni çürüyüp mahvolsa,
yirmi çekirdeğin sümbüllenip ağaç olmasına sebep olan su,
elbette çekirdek nev'ine hizmet etmiş olur..." (İşarat'ül İ'caz/ Bakara Suresi 26- 27.ayet tefsirinden)
***
"...Yoksa, ya hürmetsizlik eder veya şüpheye düşer.
Şu sırrı izah için şu temsili dinle:
Meselâ bir hurma çekirdeği var.
O hurma çekirdeği toprak altına konup açılarak koca meyvedar bir ağaç oldu.
Hem gittikçe tevessü eder, büyür.
Veya tavus kuşunun bir yumurtası vardı.
O yumurtaya hararet verildi, bir tavus civcivi çıktı.
Sonra, tam mükemmel, her tarafı kudretten yazılı ve yaldızlı bir tavus kuşu oldu.
Hem gittikçe daha büyür ve güzelleşir.
Şimdi, o çekirdek ve o yumurtaya ait sıfatlar, haller var.
İçinde incecik maddeler var.
Hem ondan hasıl olan ağaç ve kuşun da, o çekirdek ve yumurtanın âdi,
küçük keyfiyet ve vaziyetlerine nispeten büyük ve âli sıfatları ve keyfiyetleri var.
Şimdi, o çekirdek ve o yumurtanın evsâfını ağaç ve kuşun evsâfıyla raptedip bahsetmekte lâzım gelir ki,
her vakit akl-ı beşer başını çekirdekten ağaca kaldırıp baksın ve yumurtadan kuşa gözünü tevcih edip dikkat etsin,
tâ işittiği evsâfı onun aklı kabul edebilsin.
Yoksa; "Bir dirhem çekirdekten bin batman hurma aldım"
ve "şu yumurta,
cevv-i âsumanda kuşların sultanıdır"
Uçan Tavuskuşu
dese, tekzip ve inkâra sapacak.
İşte, bunun gibi;
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın beşeriyeti, o çekirdeğe, o yumurtaya benzer.
Ve vazife-i risaletle parlayan mahiyeti ise, şecere-i tûbâ gibi ve Cennetin tayr-ı hümayunu gibidir.
Hem daima tekemmüldedir.
Onun için, çarşı içinde bir bedevî ile nizâ eden o zâtı düşündüğü vakit;
Refref’e binip Cebrâil’i arkada bırakıp, Kab-ı Kavseyne koşup giden zât-ı nuranîsine; hayal gözünü kaldırıp bakmak lâzım gelir.
Yoksa ya hürmetsizlik edecek veya nefs-i emmâresi inanmayacak..." ( 19.Mektup)
***
"Kedi bahsi geldi, tavuğu hatıra getirdi.
Bir tavuğum var.
Şu kışta, yumurta makinesi gibi, pek az fasıla ile hergün rahmet hazinesinden bana bir yumurta getiriyordu.
Hem bir gün iki yumurta getirdi, ben de hayrette kaldım.
Dostlarımdan sordum:
'Böyle olur mu?' dedim; dediler: 'Belki bir ihsan-ı İlâhîdir.'
Hem şu tavuğun yazın çıkardığı küçük bir yavrusu vardı.
Ramazan-ı şerifin başında yumurtaya başladı, tâ kırk gün devam etti.
Hem küçük, hem kışta, hem Ramazan'da, bu mübarek hâli bir ikram-ı Rabbanî olduğuna,
ne benim ve ne de bana hizmet edenlerin şüphemiz kalmadı.
Hem ne vakit annesi kesti, hemen o başladı, beni yumurtasız bırakmadı." (16.Mektup)
Son Şahitlerden Abbas Mahmed Kara anlatıyor:
"Bir akşam üzeriydi;
namaz için Yokuşbaşı Mescidi'ne gelmiş, ezanı bekliyorduk.
Hocaefendi elinde bir odunla tavuğu kovuyordu.
Tavuğu niçin kovduğunu sorduk.
Tavuk oradan oraya kaçıyordu, fakat Üstad odunu atıyor, tavuğu dışarı atmak istiyordu.
Biz arkadaşlarla bunun sebebini sorduk.
Bize cevaben üç yumurta gösterdi.
'Bu tavuk dün iki tane, bugün ise üç tane yumurtladı.
Benim iktisat kaidemi bozuyor.
Bu sebepten kovuyorum' dedi." (Son Şahitler/ Necmeddin Şahiner)
***
"Hani hep denir ya:
Sırtımızda yumurta küfesi var.
Onun için, bilhassa kritik ve hassas dönemlerde duygularımızla ve hele anlık, fevrî reaksiyonlarla değil,
her halükârda aklıselimle hareket etmek, her adımımızı dikkatli atmak,
ağzımızdan çıkacak her söze dikkat etmek zorundayız."
Merhum Zübeyr Gündüzalp
Ukrayna yumurta tezyinatı