Sıddıkiyetle echeliyet mücadelesi bir şekilde devam ediyor; kimi Ebu Bekir yolunda kimi Ebu Cehil, değişen sadece akış şekli. İlim-teknoloji söylemleri modern cahiliye devrini örtmüyor bilakis daha da üryan ediyor!
İlim bu kadar ilerlesin inkâr et veya görmezlikten gelip burun kıvır; o günün cahiliye insanı da sihir diyordu, bir kulp takıp hakikati örtüyordu. Körlüklerinden mağaradaki örümcek ağının ne dediğini bilemediler, kamerin şak etmesini de!
Malumat furuştu Ebu Cehil bilgindi, zenginlikte önde gelen insandı. Bugünün küresel Ebu Cehilleri o güne gitse onun gibi davranır, o bugüne gelse bugünün küresel Darün Nedve’sinde olurdu!
Dünya şehrini yine birkaç insan, birkaç şirket yönetiyor, şirk zihniyeti değişmiyor. Sıddıkiyet de öyle! Dışta tabiat perdesi içte nefis; perdeyi yırtanlar öteye geçiyor, yırtamayanlar karanlıkta kalıyor; ne güzellik görüyor ne iyilikten haberi oluyor ne de doğruluktan!
Bildikleri zulüm!
O zulümden tabiat kirlendi, toprak kirlendi, denizler kirlendi, hava kirlendi. Hastalıklar niye artmasın, insan niye mutsuz olmasın, bereket niye kalkmasın?
Ebu Cehiller “Noel baba” ile cirit atıyor, putçuluk revaçta! Önceki ümmetlerin yaptıkları kötülüklerin hepsi bir anda işlenir oldu, Lutilik estitize edilerek masum gösterilmeye çalışılıyor.
Dünya nereye dönüyor?
Kalp Kabesi putlarla dolu, cehalet diz boyu; zevk ve zulüm sesleri birbirine karışmış durumda. Ebu Bekir ile Ebu Cehil arasında üçüncü bir yol yok, kim var diyorsa Ebu Cehile çalışıyordur!
Ülkenin fotoğrafı, dünyanın fotoğrafı akışın nereye, nasıl olduğunu açıkça gösteriyor, havalar da söylüyor. Görmek istemeyene göz ne yapsın, duymak istemeyene kulak ne yapsın, akletmek istemeyene akıl ne yapsın?
İfrat iyimserlikle ifrat kötümserlik aynı kapıya çıkar, vasat hal; fotoğrafı hakikat mizanları ile okumak ve Ebu Bekir tavrını göstermektir.
Ebu Cehillere düşen her devirde olduğu gibi yine zillettir vesselam.