Sakin bir kafa salim bir kalple okunan Lahikalarda muhabbet ve uhuvvetin derinliğini bilmek ve hissetmek insanı ayrı bir dünyaya, başka bir diyara, ulvi bir havaya götürüyor. Bir nevi tedavi ediyor, şifa veriyor. O anları aynen yaşatmasa da bir nevi yaklaştırıyor, hemhal ediyor; bildiklerini hayata taşımanın örnekliğini gösteriyor.
İyi ya bu kadar okuyorsun ne yaptı, ne değişiklik sundu, nasıl bir netice verdi? Uygulamanın bir nevi göstergesi, bildiklerini karşılıklı test ediş gibi bir şey Lahikalar, sohbet, muhabbet, hayatın kendisi…
Günlük yaşantımız da bir Lahika. O kadar sohbete gidiyorsun o kadar okuyor o kadar biliyorsun; netice ne? Haramlardan kaçıyor, emredilenleri yerine getiriyor, kadere rıza gösteriyor, halinle ihlâs sergiliyor, uhuvvet davranışlarda bulunuyorsan; hizmet ediyor, sorumluluğu yerine getiriyor, verilen nimetin şükrünü biraz olsun yerine getiriyorsundur.
Uzun uzun konferanslara ne hacet!
Fark etmesen de birilerini seni görüyor, güzel halden güzellikler devşiriyor, umut yayılıyor, uhuvvet genişliyordur! Dünya böyle halkaların genişlemesiyle kurtulur, halklar böyle intibaha gelir, milletler böyle hidayete erer…
Lahika üzerine sohbet, hikmet adına muhabbet yapılabiliyorsa günlük hayatta, böyle birkaç dostunuz, arkadaşınız varsa büyük saadet içindesinizdir. Dertleriniz devaya, hastalıklarınız şifaya yakındır! “İmanın bir zerre inkişafı büyük bir hazinedir” sırrı bu sohbetlerde yakalandığında varın kazancı düşünün!
Şahsi okuma elbette çok önemli, o olmadan olmaz. Böyle Lahika genişliği de lazım, teselli vermek, teselli almak, güzel seciyelerinden istifade etmek… Sosyal medya iyi kullanılırsa daire daha da genişler, kopyala yapıştır değil de kendinden cümleler, hasbi ifadeler, had bilir kelimeler...
Usulü Barla, Kastamonu, Emirdağ Lahikalarında gösterilmiş, karşılıklı muhabbet iletişimi, istişare şekli, hal devşirilmesi nasıl olduğu, olacağı sunulmuş.
Üstad Barla Lahikasında Hüsrev ağabeye hitaben yazdığı mektupta “Yazdığın Mu’cizat-ı Ahmediye (A.S.M.) risalesi çok harika düşmüş. Kim ona bakıyor, bir nevi zevk-i hakiki hisseder. Demek oluyor ki; manevi, halis, samimi hisler, maddi nakışlar suretinde kendini hissettiriyor.”
Nakışların ardındaki hisler yapılan ameli ele veriyor, samimiyeti ortaya koyuyor. Onun için fazla lakırdıya, gürültüye gerek yok, mesele ihlâsı kazanmak ve muhafaza etmekte vesselam.