Neyin kölesiyiz?

Hüseyin EREN

“Her insan bir şeyle meşgul olur; kimisi paranın kölesidir, kimi makam ve mevkisinin kölesidir, kimi liderinin kölesidir, kimisi de nefsinin ve giyim kuşamının kölesidir. Hayatta her insan bir şeylerle meşguldür; kimileri namazla, kimileri oruçla, kimileri çok hadis rivayet etmekle kimisi cehennem korkusuyla, kimisi de cennet sevdasıyla meşguldür.” (El- Fethur Rabbani Abdülkadir Geylani)

Para her devirde meşgul ettiği gibi bu devirde daha çok meşgul ediyor. Öyle ki putlaşma derecesine geldi. “Para olmadan bir şey olmuyor” dedirten amilin arka planında saklı olan ne? Saf tevhit inancına uyan bir söz mü bu?

İnsanları bugün için en meşgul eden şeylerden başka biri de “sosyal medya”, dijital ağlar, akıllı telefonlar, “paylaş, beğen” akışı… Bağımlılık hatta kimilerinde kölelik derecesine gelmiş bir meşguliyet. Kişiyi ayrıntılarda boğdukça boğuyor, dikkat dağılıyor, hedef ıskalanıyor, “an” heder ediliyor!

Dijital ağlarla dünya küçüldü avuç içine sığdı ancak iyi kullanılmadığı takdirde iç dünyayı sığlaştırıyor, sathileştiriyor.

Çoğalan ihtiyaçlara yetmeyen çalışma insanı sıktıkça sıkıyor, daraltıyor, bunaltıyor; adeta insaniyetten kopartıyor o da çıkışı zevkte buluyor, ona köle oluyor, hıza aldanıyor.

Olmadı kendine tapıyor kendinin kölesi oluyor!

Abdülkadir Geylani’ye dinlemeye devam edelim, Üstad konuşsun:

“Bütün bu sayılanlardan başka öyle insanlar vardır ki; onların kalbi sadece ve yalnızca Allah (c.c.) içindir, O’nunla beraberdir, insanlardan uzak durup kalbini sadece Allah’a bağlamıştır. Onun tek düşüncesi Allah’ın dinine nasıl yardım edileceği yönündedir.”

Yeryüzünü dolaşsak böyle insanlar bulabilir miyiz? Yoklukları mümkün değil elbet yoksa yeryüzü nasıl var kalır!

Yeryüzünde ararken içimizde arasak, O’na giden yolları düşünsek, araştırsak, aklımızla, kalbimizle, sair istidatlarımızla… Kölelikten kurtulup hür olma yolu; yolların en güzeli yolculuğun en güzeli.

Abdülkadir Geylani ile Said Nursi bir nevi arkadaş, yaran, yoldaş. Onun tarif ettiğine Nursi çok uyuyor, onu görüp ondan ders alana ne mutlu! Her ne kadar kendine değil esere nazarları çevirse de onunla sohbet etmek, meclisinde bulunmak, sesinden dinlemek, halinden hâllenmek başka olsa gerek!

“Risaleleri okumak benimle görüşmek gibidir.” Müdakkikane okumak, akıl ve kalbine yerleştirmek ve hayata taşımak kaydıyla olmalı. Roman gibi gazete gibi okumak ya da okumadan sosyal medyada paylaşmak olmasa gerek.

Evet, neyin kölesiyiz deyip işe içten başlamak yeryüzünü dolaşmaktan önce olmalı vesselam.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.