İnsan hali ne kadar değişken; bir öyle bir böyle, kâh umudun zirvelerinde kâh karamsarlığın çukurlarında! Her zaman denge hal üzere bulunmak mümkün olmuyor; söylemesi kolay da yaşaması zor. Aslında zorlukla büyüyor insan; zorluklara dayandığı, ondan ders aldığı nispette yükselir ve büyür.
Karamsarlığa düştüğü, olmazlara kapıldığı, yılgınlıklara düştüğünde kaybediyor. İyi görene kaybedişlerin kazandırdığı kazanımlardan daha fazla; niyet ve bakış meselesi! Görünürün ardında saklı hikmeti ve hayrı bulmak herkese nasip olmuyor, çünkü niyet yok, niyet olmayınca bir damla suda boğuluyor!
Ömür kaç damla ki hayat kaç deniz? Bir damla suda güneşin aksini gören ne büyük bir bahtiyarlığa ermiştir; o damla güneşsiz deryalardan daha büyük ve kıymetlidir.
Gözün ucuna ilişen bir kıl yıldızları görmeye engelleyebilir, bu da ne büyük mahrumiyet. Kıl ve damla arası akışlar, değişimler, değişkenlikler; hepsi ayrı bir tecelli ayrı bir cilve…
Ne insanın ne de kâinatın bir kararı var, ikisi de dalgalı deniz gibi. Görünüşte sağlam duran dağlar bile akan bulut mesabesinde, zaman nehrinde akıyor her bir şey.
İnsan kalbi, adı üstünde kalp değişken ve akışkan. Zaman mekân kararı nasıl olabilir ki? Sevdiğini bir müddet sonra sevmeyebiliyor, keza tam tersi de olabiliyor sevmediğini sevdiği de! Bulut geçer gibi oluyor insan içi; o geçişte dolu yağdığı da oluyor, bir müddet sonra güneş açıyor, gökkuşağı çıkıyor!
Hayret ki ne hayret!
Hayretimiz yoksa ne damlayı ne güneşi ne kılı ne de yıldızı görebiliriz. Bize hayret lazım; ben bunu yapmazdım nasıl yaptım hayret, ben bunu yaptım hayret! Karamsarlığa düşmezdim düştüm hayret, umudum yoktu ama umutlandım ve başardım hayret!
Kader akışında ne çok hayretler yaşıyoruz; kuyu dibi düşüşler minare ucu yükselişler! Bazen bir söz bile yetiyor bunun için, insan ne kadar aciz ve zayıf! Kibir bunu örtemiyor, kıl kadar irade bunu değiştiremiyor.
Bir de cehaletinden neyin hayır neyin şer olduğunu da bilmiyor, hırsla istiyor sadece, çoğu zaman da duvara tosluyor. Toslamış kafa damladaki güneşi nasıl görür? Göremediğinden bir damla bile olmayan deryalarda boğuluyor vesselam.