Risale Mesleği yazılı metin üzere kurulu bir meslek, şahıs ve söz üzerine bina edilmiş bir meslek değil. Bir Üstadlık makamı varsa da esas olan uhuvvet ve muhabbet. Yazılı metni sürdüren Zübeyir Ağabey olmuş; anladıklarını, tecrübelerini, düşüncelerini not etmiş, kayda geçmiş, yazılı metne dönüştürmüş, gelecek nesillere taşımış.
Bunda başarılı da olmuş; birkaç yayınevi yıllardan beri değişik isimlerle basıp duruyor. Okunuyor ki böyle basım süreci devam ediyor. Okuyanlardan birisiyim; lise çağlarımdan beri sürekli olmasa da ara ara okur, istifade eder, tavsiye de ederim. Böyle çok kimse olduğunu düşünüyorum.
Evvelinde yazılı kültürün devamı ve Risalelerin ilk şerh denemesi “Lahikalardır.” Risale Talebelerinin yazdıkları mektuplardır, sonrası serüveni Zübeyir Ağabeyin notları. Diğer ağabeylerin notları ya az, ya da yok gibi bir şey, daha çok hatıra!
Sonraki dönemlerde yayın evleri oldu, birçok yazar yetişti, fakat süreklilik sağlanmadı. İstikrarlı ve muhkem fikri duruş sergilenmedi, yazılı kültür sekteye uğradı!
Zübeyir Gündüzalp Ağabey gibi sürekli okunan ikinci bir yazarımız ve eseri var mı?
Bir zaman oldu, sonra kayboldu, sonra başkası çıktı, şimdi yenileri var; belki böyle olacak, ama geniş bir yazılı kültür ve Risaleleri şerhe yükselen bir muhkemlik olmadığı vakıa. Olanlar cılız ve dar alanda kaldı!
Hiçbir şey yapılmıyor değil, yapılanlar yetersiz!
Lahikalar denince ilk akla gelen “Bu vatanda dört parti var” olunca bu kadar oluyor. Yumuşak karın siyasetten çıkılıp fikri yükseklik yakalanmıyor, hadiseler derinlikli yorumlanmıyor.
15 Temmuz öncesi ve sonrasında bunu net gördük. Şimdilerde yeterince ders alındığı söylenemez. Risaleleri belli kesim okuyor, geniş kitlelere ulaşmak bir yana yakın kitleler bile hala tedirginlik içinde.
Kimi de diyor ki kitaplar Risalelere perde oluyor. Öyle denirse Lahikalar da perde denir, Risalelerin kendisi de! Ayna olan kitaplara ihtiyaç çok, asıl anlamamız gereken, anlamak için çalışmamız, uğraşmamız gereken Kur’an.
Güneş ve yansımayı bildikten sonra aynanın çokluğu zarar değil faydadır.
Bu bağlamda Kadir Aytar beyin hazırladığı “Doktor Mehmet Akay’ın Kaleminden Manevi Reçeteler” kitabını önemsiyor, tebrik ediyor, varsa böyle başka ağabeylerin notları gün yüzüne çıkmasını bekliyorum vesselam.