Her hayatın, her insanın bir semeresi vardır, olmalı. Ben, hayatımın semeresi olarak Üstad Bediüzzaman'ın hayatını anlatan KUTUB YILDIZI roman serisini görüyorum.
Çetin bir işe teşebbüs ettiğimi, her geçen gün daha iyi anlıyorum. Hiç başlamadan bu güçlüğü farkedip bütünüyle ihata edebilseydim, teşebbüs eder miydim? Emin değilim...
Bütün vaktinizi, bütün imkânlarınızı, bütün ruhunuzu, bütün zihninizi isteyen bir teşebbüs bu. Yorgunluğu, zihni dağınıklığı, dikkatsizliği, ilhamsızlığı kaldırmıyor. Oysa bu iklimi, bu şartları, bu zemini bulmak ve devam ettirmek, neredeyse imkânsız...
En küçük bir problem, bazen günlerce yazmanızı imkânsızlaştırabiliyor. Maddî bir noksanlık, âilevî bir sıkıntı, beşerî bir zayıflık, küçük bir vefasızlık, bir diş ağrısı mesainizi ibtal edebiliyor.
Tek müşevviğim: Bu büyük hikâyenin mutlaka yazılması gerektiğine olan sarsılmaz inancım. Bir de üç-beş dostun samimi teşvikleri.
Genç nesillere ulaşmak, her geçen gün daha da zorlaşıyor. Ellerine doğrudan Risâle veremiyorsunuz. Verdikleriniz, vermeniz gerekenlerin yanında deryadan katre. Dinsizliğin her türlüsü gençlerin hayatını mahvediyor. Ahlâksızlık, hiç olmadığı kadar mebzul meta, modanın her çeşidi gibi yaygın.
Evet, Harf İnkılabı kafatasımızı boşaltıp şuurumuzu felc ettiğinden beri, okumayan milletiz. Genç nesillerin hâlâ iyi kötü okuduğu tek edebî tür: Roman...
Kutub Yıldızı genç nesilleri ile Risâler arasında sağlam ve ışıltılı bir köprü olabilir. Öyle olacağını düşünüyorum. Sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada, Bediüzzaman'ın zirve makamına gençlerin tırmanacağı bir merdiven olacağı ümidindeyim.
Küllî bir aklın, müşterek imkânların eseri olmasını çok isterdim. Ama ne meselenin ehemmiyetini idrak eden küllî bir akıl, ne de bu teşebbüse tahsis edilen müşterek imkânlar mevzuubahis. İster istemez yalnız devam ediyorum.
Bu ağır vazifenin omuzlarımda kalması belki bir ihsan, belki bir lütuf, belki bir zâd-ı âhiret ama aynı zamanda taşınması güç bir yük. Taş değil, mücevher sandığı bile olsa ağırlığını hissetmenize mâni teşkil etmeyen bir yük.
Bediüzzaman'ın hayatı, en az külliyatı kadar büyük ve göz kamaştırıcı. Mücadele hayatı her efsanenin yanında çok daha parlak, çok daha ışıltılı. Mitolojilerin bütün kahramanlarından tek bir kahraman yapsanız, Bediüzzaman'ın yanında cüce kalır.
Bu büyük kahramanın romana işlenmiş hayatı, gençleri ateşleyen bir meşale olabilir. Cemaatin varlık sebebine, cemaatin kendisi kadar hizmet edebilir.
Bu satırlar şikâyet veya serzeniş değil, kendi kendime bir ders, bir teşvik. Susadıkça eğilebileceğim, bir kaç yudum içebileceğim bir desti su belki.
Dualarınıza da vesile olursa, başka türlü bir bahtiyarlık olur.