BİR İSTİKBAL RÜYASI
Hutbe-i Şamiye’de zikredilen altı hastalığın birincisi yeistir. Bu gün Muazzez Üstadımızın bu hastalığı nasıl analiz ettiğini tahlil edeceğiz.
Risale-i Nur’da dikkatimizi çeken bir hususla başlayalım. Mesela 30. Lem’a. İsm-i Azam bahsi. 6 isim var orada da. Normal zikirde ve İmam Ali’nin evradında, sıralama “FERDUN HAYYUN KAYYUMUN HAKEMUN ADLUN KUDDÜS” şeklinde iken, Bediüzzaman Hazretleri 30. Lem’a ya Kuddüs ismi ile başlamıştır. Evet asırların teraküm ettirdiği günahlar, kirler, maddi manevi hastalıklar, zulüm ve şirk vesaire gibi pislik nevinden olan müzahrafat 21. Asrı çöplüğe çevirmiştir. Ve Bediüzzaman her şeyden evvel nazarları Kuddüs ismine, nezafete, temizliğe, arınmışlığa, paklığa ve kudsiliğe çekiyor.
Kur’an’ın azamet ve haşmet-i ilahiye ve vücub ve vahdeti ilanda kainat safahatında evvelen nazarları semaya çevirmesi gibi yine Ayetü’l Kübra’da da evvela semadan başlanması hep bir hikmete mebnidir.
Hutbe-i Şamiye’de de Bediüzzaman Hazretleri yeisten başlıyor. Darbenin en fazla geleceği yer orasıdır.
Alem-i İslam’ı en fazla tesiri altına alacak ve hem hayat-ı şahsiyeyi, hem aile hayatını, hem içtimai hayatı ve hem hayat-ı siyasiyeyi manevi buhranlara derkedecek olan yeistir.
Üstadımız Hazretleri, içimizde hayat bulup dirilen bu ümitsizlik hastalığına ilk iki kelime ile cevap veriyor. Hutbe-i Şamiye’deki birinci kelime olan El- Emel ile ilacın ismini veriyor, tedavi yollarını anlatıyor ve ikinci kelime de ise hastalığın teşhisi, analizi, vucud-u islama zararları anlatılıyor. Ve yine eczahane-i Kuraniyyeden ve hastane-i nebevi’den çareler sunuyor.
Tesbitler;
1- İnsanları, milletleri, toplumları yaşatan emeldir! Emel ise rahmet-i ilahiyeden kuvvetle ümit beslemektir. Yeis her kemalin engelidir. Kemalin en ali mertebesindeki İslam’ın 1911’den evvelki iki asırda ve sonra ki bir asırda en geri kalmasının sebebi yeisti, şimdi ise ümit zamanıdır, zira bu zaman ve gelecek zamanlar artık yalnız İslam’ın olacak ve hakim hakaik-i imaniye ve Kuraniyye olacak.
2- Ümitsizlik alem-i İslam’ın kalbinde yer etmişti, 2011’de alem-i İslam’ın kalbinden sökülüp atılıyor ve atılacak.
3- Batıda bir devlet( mesela Hollanda) 3 milyon nüfus ile 300milyon Java’yı( Endonezya) kendisine köle etmişti. Fecr-i kazib ile hem o devlet hem diğer İslam devletleri hürriyetlerini ilan ettiler. 2011’den başlamak üzere tüm alem-i İslam biiznillahi Teala fecr-i hakikiye mazhar olarak zincirlerini tamamen garbın elinden kurtaracak ve firavuncuklarını da al aşağı edeceklerdir. (iste bahtiyar Tunus ve bahtiyar Mısır)
4- Yüksek ahlakımızı öldüren yeis idi. Ali seciyeleri hayatlandıracak ise ümittir. 1911 ve sonrası yeisin mevsim-i hazanı idi, bir asır sonrası ümitin mevsim-i baharı olacak.
5- “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” ye’sin başını paramparça etti ve “Allah kafirler istemese bile Nurunu itmam edecek” ise hükmünü icra ediyor.
6- Araplar ye’si bırakacak ve İslam’ın kahraman ordusu olan Türklerle hakiki bir tesanüd ve ittifak ile el ele verip Kur’an’ın bayrağını dünyanın her tarafında ilan edeceklerdir.
Hutbe-i Şamiye’de verilen müjdeler birer birer hayat buluyor. Biz bu ahirzamanda bu müjdelerin muhtapları olarak artık durmadan, dinlenmeden bütün varlığımız ile bu müjdelerin tahakkuku için çalışmalıyız. Rabbimize bu beşaretler tahakkuk ediyorken bizi de istihdam etmesi için yalvarmalı, hissedar olabilmek için çırpınmalıyız.
Orta Asya da kurulan Müslüman devletlerden sonra çok kısa bir istkbalde yakinim var ki Çin parça parça olacak ve koca kızıl Çin’den yemyeşil İslam devletleri nebean edecek.
Arap ve Türk iki bahadır evlad-ı İslam yeniden ittifak edecek ve Filistin’de bir devlet-i islamiye kurulacak, bu devlet-i islamiye aynı zamanda Hristiyanların dindar muvahhidleri ile Müslüman Nurcularını bir araya getirecektir. Ve bu ittifakın neticesinde kurulan Müslüman Kudüs Otonomi Bölgesinde Mescid-i Aksa’da bir Miraç kandilinde Kudüs Müftüsü 31. Sözü terennüm edecek. Ve bu kudsi topraklarda Hz.İsanın şahsiyet-i maneviyesinin hakikatı anlaşılacak ve bizler de Nazarette Beytullahmda Nur medresemizi açacağız.
Afrika’da maddiyat ve rüşvet ile Hristiyanlaştırılmış olan Siyah İnciler Nurların maneviyatı ile hidayet şerbetinden içecek ve karanlık Afrika’da nurani devletler kurulacak.
Uzak Asya’da ecdadı Müslüman olan Filipinler tekrar aslına rücu edecek, Thailand Patani bölgesinden başlayarak İslam ile şerefyab olacak, Vietnam, Laos, Kamboçya Nur Talebelerinin gayret ve himmetiyle asırlık fetret halinden kurtulacak ve bölgede Pasifik Müslüman Devletler Topluluğu kurulacak.
Amerika’da da, Avrupa’da da Rabbimizin keremi ile, ihsanı ile bu manevi terakkiyattan hissedar olacak inşallah.
“Yakinim var ki İstikbal Semavatı zemin-i Asya
Bahem olur teslim yed-i Beyza-yi İslam’a!”
“Şu istikbal inkilabatı içerisinde en yüksek gür sada islamın sadası olacaktır” evet bu ve buna benzer ifadat haşa bir hayal değil hakikatın ifadesidir.
Risale-i Nur bir fikir ve fiil hamlesi olarak bu asrı kuşatacak,
hissiyat-ı insaniyetin ulviyetine layık bir dünyayı,
dava-yı Kuraniyenin kudsiyetine layık bir saadeti,
ahlak-ı aliyenin tekmiline müsait bir zemini,
nefs-i emarenin tezkiyesine müstaid bir alemi inşa edip, kıyametten evvel bir asr-ı saadet yaşanmasına vesile olacaktır.
İhlas, samimiyet, fedakarlık, rızay-ı İlahi, sevab-ı uhrevi temelleri üzerine Cemahir-i Müttefikey-i İslamiye kurulacak bu birlik Şura-yı İslamiyye ile hayattar olup devam edecektir.
İşte bu benim Nurlardan aldığım ve kuvvetle ümid ettiğim hakikattar hülyamdır.
“ben de birden uyandım, belki yakaza ile yeni yattım. Bence yakaza rüyadır, rüya bir nevi yakazadır. Orada asrın vekili, burada Said-i Nursi…”
Not: Bu Hutbe-i Şamiye’de çok esrar, çok hikmetler ve çok manalar var. Nurlar’ın sair eserlerinin mütalaasında olduğu gibi Hutbe’nin de mütalaasında muhakkak Muhakemat, hususan 8. Mukaddimedeki ebnay-ı mazi ile ebnay-ı müstakbelin mukayesesi, hem Münazarat, Hem Sünühat gibi asarı dikkat ve teenni ile tefekkür etmek ve tekrar tekrar okumak icab eder.